28 Aralık 2023 Perşembe
Dijitalleşen Dünya
BM'nin internet kullanımı ile ilgili raporuna göre dünya nüfusunun %64'ü, yaklaşık 5 milyarı internet kullanıyor.
4,2 milyarı ise aktif sosyal medya kullanıcılarından oluşuyor.
Dünya genelindeki çocukların %75'i düzenli olarak internet, %80'i ise dijital cihazları kullanabiliyor.(Childwise Monitor Report)
-----
IDC'ye göre şirketlein dijital dönüşüm harcamaları şimdiden 2,8 trilyon doları aştı.
Aynı rapora göre büyük veri ve analitik pazarı 140 milyar doları geçti.
McKinsey'e göre de imalat sektöründe IOT ve Endüstri 4.0 teknolojilerine yapılan yatırımlar küresel ekonomiye kısa sürede 14 trilyon dolarlık ek değer katacak.
Gartner'a göre de siber güvenliğe yönelik küresel harcamalar 150 milyar doları geçmiş durumda.
-----
ILO'nun verilerine göre dünya genelindeki çalışanların %30'u uzaktan çalışıyor.
Sadece ABD'de tüm sağlık ziyaretlerinin %20'si uzaktan sağlık hizmetlerini içermiş.(CDC/NCHS)
Dünya genelinde sağlık uygulamalarının indirilme sayısı 4.5 milyarı aşmış.(Sensor Tower)
Küresel dijital sağlık pazarı 2028'e kadar yılda %26,3 büyüyerek 504 milyar dolara ulaşması bekleniyor.(Grand View Researc)
-----
Küresel video oyun pazarı 160 milyar doları geçti.
Çok yakın bir gelecekte 200 milyar doları aşması bekleniyor.(Newzoo)
Dünya genelinde mobil oyunların indirilme sayısı ise 30 milyarı aştı.(App Annie)
Küresel mobil oyun gelirleri 100 milyar dolara yaklaştı.
E-spor endüstrisinin 1.1 milyar dolarlık bir gelire ulaşması bekleniyor.(Statista)
-----
eMarketer verisine göre dünya üzerinde e-ticaret üzerinden yapılan satışlar 5 trilyon doları aştı.
Sadece mobil cihazlardan yapılan e-ticaret işlemleri toplam e-ticaret işlemlerinin %70'ini oluşturdu.(Statista)
Dünya genelindeki dijital cüzdan kullanıcılarının sayısı 3 milyarı aştı.(Statista)
Kripto para piyasasının toplam değeri ise 2 trilyon doları geçti.(CoinMarketCap)
IDC'ye göre blockchain teknolojilerine yapılan küresel harcamaların 23 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
-----
WEF'e göre enerji sektörü de hızla dijitalleşiyor.
2030'a kadar enerji sektöründeki dijital yatırımların 1,6 trilyon doları aşması bekleniyor.
UEA'ya göre de, elektrikli araçlara yönelik talep artışı, 2030 yılına kadar 30 milyonun üzerinde yeni iş yaratabilir.
Biyoteknoloji endüstrisi dünya genelinde 360 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne ulaşarak yeni istihdam alanları oluşturuyor.(Statista)
FAO'ya göre tarım sektörü IOT, sensör teknolojileri ve büyük veri analitiği gibi dijital teknolojilerle verimliliği sürekli artırıyor.
-----
Günümüzde dünya genelindeki işlerin %85'i dijital becerilere dayanıyor.(WEF)
Dünya genelinde yapay zeka startup'larına yapılan yatırımlar 40 milyar doları geçti.(CB Insights)
ABD'de yapılan patent başvurularının %13'ü sadece yapay zeka teknolojileri çalışmaları.(USPTO)
McKinsey'in "Jobs Lost, Jobs Gained" raporundaki öngörülerine göre 2030'a kadar küresel işgücünün %14'ü yeni mesleklerde çalışıyor olacak.
Yani yaklaşık 375 milyon insan daha önce dünyanın ihtiyacı olmadığı mesleklerde çalışacak.
19 Aralık 2023 Salı
Toplum 5.0
"Dünyanın batı dışından bir ses yükseldi ve Endüstri 5.0 olmasın, Toplum 5.0 olsun dedi."
CBİKO Başkanı Doç. Dr. Salim ATAY'ın bu sözleri ile başladı 15 Aralık'ta gerçekleşen 2. İnsan Kaynakları Forumu.
Japonlar tarafından ortaya atılan ve geliştirilen "Society 5.0" kavramı ile "süper akıllı toplumlar" inşa edilmek isteniyor.
Yani
insanı merkeze koyan bir anlayışla, her bireye yüksek kalitede ürün ve
hizmeti israf etmeden hızlı bir şekilde ulaştırmak amaçlanıyor.
Bunun
için değişen ve gelişen teknolojiyi sadece kar yapmak-daha fazla para
kazanmak amacı ile değil, insanların yararına olacak şekilde toplumu
nasıl iyileştirilebilir, dünya yaşamak için nasıl daha iyi ve kaliteli
bir yer haline getirilebilir sorularına cevap aranıyor.
-----
ILO'ya
göre yeni teknolojik gelişmelerle birlikte 6 milyon işin kaybolması,
buna karşı 25 milyon yeni iş alanı oluşması bekleniyor.
OpenAI'ın
OpenResearch ile birlikte yaptığı çalışmaya göre de dünya genelinde
çalışanların %80'i işlerinin en az %10'unu AI ile yapabilecek.
Tüm çalışanların %19'u ise işlerinin en az %50'sini AI ile gerçekleştirebilecek.
Yani işlerin %80'inin AI tarafından etkilenmesi, bu işlerin %19'unun da en az %50 etkilenmesi bekleniyor.
Kendini
tekrarlayan işlerin yerini RPA (Robotik Proses Otomasyon), yani yapay
zeka destekli dijital işçiler hızlı bir şekilde alacak.
McKinsey'e
göre ise başta AI olmak üzere yeni teknolojiler ile
otomatikleştirilebilecek işlere harcanacak zaman, tüm işlerin en az
%60'ını oluşturacak.
-----
Doğru adımlar ve doğru yönlendirmeler gerçekten işlerimizi kolaylaştırabilir.
Ancak bunun da önünde önemli bir sorun var: Tüm dünya genelinde şirketler teknolojiyi iyi kullanamıyor.
Çünkü kullanmadan önce bu teknolojileri (AI örneğinde olduğu gibi) yeteri kadar tanımıyor ve anlayamıyorlar.
Sadece ABD'de bu yıl büyük çoğunluğu AI alanında olmak üzere 3200 girişim iflas etmiş.
Bu firmalara yapılan toplam yatırım 27 milyar doları geçmiş!
Bu doğrultuda bu teknolojilerin ne olduğunu ve ne olmadığını çocuklarımıza kadar iyi bir şekilde anlatmamız gerek.
-----
Üretken
yapay zeka uygulamaları akıl yürütme, içerik oluşturma ve bir öneri
sunma becerilerini geliştirmesi ile her gün daha da güçleniyor.
Tüm
bu teknolojik gelişmelerin amacı, insanı elimine edip oyundan çıkarmak
değil, insanı daha kapasiteli ve daha güçlü bir hale getirerek hızlı ve
kusursuza yakın işleri gerçekleştirebilmek.
Ancak daha
az çalışmak istiyorum ya da önceliğim çalışmak değil diyen insanların
sayısındaki artış nedeniyle yetenekli insan bulmak zorlaşıyor.
Bilgisayarla
ve makineyle en iyi iletişim kurabilenlerin, insanlarla iyi iletişim
kurabilen kimseler arasından çıktıkları bilindiğine göre; teknolojiyi
kullanabilme kapasitesi ile birlikte iletişim ve iş birliği içinde
çalışabilme becerilerini yüklemeliyiz.
Bilgi yükleme
odaklı eğittiğimiz çocuklarımızı yapay zeka anlayabilen, kullanabilen ve
yorumlayabilen geleceğin çalışanları haline getirmeliyiz.
12 Aralık 2023 Salı
Türkiye'de İşlerin Geleceği
Dijital dönüşüm ve yapay zeka ile gelen yeni sanayi devrimi ile bundan önceki devrimlerde olduğu gibi alışma ve ayak uydurma ile geçecek oryantasyon yıllarına girdik.
Toplumların ve insanların daha önce yaşadıklarına benzer durumları yine-yeniden yaşayacağız.
Ancak arada çok önemli bir fark var:
Endüstri 4.0 ile birlikte sadece mavi yaka-işçi sınıfı değil, tüm meslekler ciddi bir şekilde etkileniyor.
Yani plazalarda veya ofislerde çalışan beyaz yakalılar da değişim ve dönüşümden bu defa pay alıyor.
-----
Oxford Üniversitesi'nin hazırladığı "The Future of Employment" araştırma raporuna göre önümüzdeki 25 yıl içinde şu an var olan her 2 meslekten 1'inin yok olacağı öngörülüyor.
Daha çarpıcı olanı, 2034 yılına kadar birçok orta seviye beceri gerektiren işlere ihtiyaç kalmayacağını, dolayısıyla bu mesleklerin ortadan kalkacağını düşünüyorlar.
Yani geleceğin iş dünyasında insanlar 2 tür işlerle uğraşacak:
Ya kendilerini zorlayıp bir işi çok iyi yapabilecek, birçok konu hakkında firki olup bir konu üzerinde uzmanlığı olacak, bilgiyi yorumlayabilip işleyebilecek, aynı zamanda da sosyal ve teknolojik yetkinliklerle kendini donatacak!
Ya da kendilerini hiç yormadan tüm zamanlardakinden çok daha kolay bir şekilde basit seviye işler bulup çalışabilecek!
-----
Almanların dev firmalarından biri olan Bosch, 2025 yılının sonuna kadar 1500 kişiyi işten çıkartacaklarını açıkladı.
Bunun sebebi tabiki de işlerin kötü gitmesi, kriz, zarar etmeleri veya iflasa sürüklenmeleri değil.
Dijital dönüşüme değer ve öncelik verdikleri için bu değişimi yaşıyorlar.
Daha az kişiyle daha fazla işi, daha fazla karla ve daha az maliyetle gerçekleştirmek istiyorlar.
Bu durum beraberinde farklı iş, sektör ve yeni iş alanlarını oluşturuyor.
Bu iş alanları ise yüksek seviye nitelik ve beceri gerektiren yeni meslekleri ihtiyaç haline getiriyor.
-----
Türkiye'de çalışma hayatı ve mesleklerle ilgili yapılan bir çalışmanın sonuçları da mesleklerin geleceği ile ilgili net bilgiler veriyor.
40 yıl önce 100 kişiden 25'i hizmet sektöründeyken bugün bu sayı 56.
Son 20 yılda, hiçbir eğitim gerektirmeyen bedensel işlerde çalışanların oranı %8’den %14’e yükselmişken, vasıfsız hizmet ve satış elemanlarının oranı da %9’dan %20’ye çıkmış.
Otomatikleşen ve hızlanan işler kısmen çalışma saatlerinin azalmasına neden olmuş, insanlar sosyal hayata daha fazla zaman ayırabilmiş.
Bu durum da hizmet sektörünü ateşlemiş.
-----
Ülkemizde ücretli çalışanların oranı son 20 yılda %48’den %70’e çıkmış.
Eskiden esnaf tipi küçük pastanelerde oturup limonata içen insanlar günümüzde büyük kahve mağaza zincirlerinde kalabalık şekilde oturup white chocolate mocha içer olmuş.
Yani işyeri sayısı ve sahibi azalmış, maaşlı çalışanların sayısı artmış.
Örneğin 20-30 yıl kadar önce Türkiye'de fazla olmayan "Barista" mesleği, ihtiyacın sonucu olarak zaman içinde fena kazancı da olmayan bir mesleğe dönüşmüş.
6 Aralık 2023 Çarşamba
Epistemik Merak
"Eğitim için artık yeni ve cesur yaklaşımlara ihtiyacımız var, çünkü hiçbir şey yapmamanın bedeli dolar, euro cinsinden değil insanların geleceği cinsinden ölçülüyor…” Sal Khan
Hiç düşündünüz mü?
En başarılılarımızı, en itibarlılarımızı, en zenginlerimizi, en kendini gerçekleştirenlerimizi..
Başarı ve yeterliliğin sınavlarla ve notlarla ölçüldüğü, her şeyin puanlarla değerlendirildiği, hepimizin sadece birer "sayı" olduğu bu sistemde en yüksek puanları alanlar neden genelde bu grup içinde yer alamıyor?
Peki neden bir şeyleri başarmak isteriz? Herhangi bir bilgi ya da beceriyi öğrenmeye karar veririz?
Ya da bir konuya ilgimiz, isteğimiz, arzumuz ve ihtiyacımız mı olduğunu nasıl anlarız?
-----
Her insan farklı zamanda farklı yerde ve kendi istediği hızda öğrenmek isteyebilir.
Yeni bilgileri keşfetme ve öğrenme çabası ise ancak iki şekilde gerçekleşebilir:
Kendiliğinden (ilgi tipi merak) veya bir uyarıcı aracılığı ile (yoksunluk tipi merak).
Yani bir konuyu ya yeni bir şeyler öğrenmek arzusu ile ilgimizi çektiği için öğreniriz.
Ya da başarısız olmaktan korktuğumuz için veya sınavı geçmek için, belki de ödev olarak verildiği için öğreniriz.
Ya kendimiz istediği için öğreniriz, ya da bir başkası öğrenmemizi istediği için!
-----
Kolay yoldan yoksunluk tipi epistemik merakı yoğun olan çocuklar yetiştirebiliriz.
Bu çocuklar büyüdüklerinde verilen görevleri başarıyla yerine getirebilirler.
Ancak sadece bir "komut" verildiğinde o işi öğrenebilir ve yapabilirler.
Ortada bir görev veya hedef olması ya da birinin iteklemesi ile öğrenme gerçekleşebilir.
Ancak sorun şu ki; bu şekilde komutlar aracılığı ile yapılacak işlere geleceğin dünyasında yer yok!
Zaten komutlarla işler makine-robot-yapay zeka araçlarına yaptırılıyor.
Bu halde çocuklarımızı ilgi tipi epistemik merak sahibi bireyler olarak yetiştirmemiz daha önemli.
Böylece kendilerine hangi bilginin lazım olacağını ve neyi nasıl öğreneceklerini kendileri bilir, bunun kararını verebilirler.
-----
Son 100 yılda meydana gelen teknolojik gelişmeler, bütün insanlık tarihi boyunca gerçekleşenden çok daha fazla gerçekleşti.
Son 25 yılda gerçekleşen ise son 100 yılda gerçekleşeni katladı.
Geleceğin mesleklerini ve işlerin geleceğini; sürekli gelişen yeni teknolojiler, değişen sektörler ve pazarlar ile birbirine bağlı global ekonomik sistemler belirleyecek.
Moore yasasına göre 18 ayda bir ikiye katlanan bilgisayar ve işlemcilerin gücündeki artış, hızını kesmeden devam ediyor.
Elimizdeki akıllı telefonlarımız, NASA’nın 1960’ların sonunda uzaya gönderdiği uzay araçlarından çok fazla daha işlem gerçekleştirebiliyor.
Tüm bu imkanları değerlendirebilmek yaratıcı, yenilikçi ve eleştirel düşünme becerilerinden geçiyor.
Bu beceriler ise ancak ilgi tipi epistemik merak ile elde ediliyor.
28 Kasım 2023 Salı
Meraktan Öğrenmeye
"Eğitim gelecek yaşam için bir hazırlık değil, eğitim yaşamın ta kendisidir." John Dewey
Yapılan akademik bir çalışmaya göre, kültürümüzde "merak" ile ilgili 100'den fazla atasözünden %98'i olumsuz anlam içeriyor.
“Fazla merak adamı mezara sokar.”, “Bin merak bir borcu ödemez.", "İnsanın başına ne gelirse meraktan gelir." vb...
Yüzyıllar öncesindeki nedenlerden dolayı zaman içinde alışkanlık haline gelen bu tutum, öğrenmenin ve gelişmenin önündeki en büyük engel olarak sapasağlam duruyor.
Bu engeli aşabilen bireyler ise merak duygularının rüzgarıyla öğrenme deryasında hızla yol alıyor.
-----
Okullarımızın ve eğitim sistemimizin bilgi yükleme odaklı olması geçen yüzyıl için anlaşılabilir bir durumdu.
Ancak günümüz için ihtiyaç ve amaçtan fazla bilgiye maruz kalmasına, bununla birlikte beyinlerimizin moda tabirle "spagetti" olmasına neden olmakta.
Aslında neyin önemli neyin gereksiz olduğuna karar verebilme, edinilen bilgilere anlam verebilme ve bu bilgileri verimli bir şekilde kullanabilme becerileri çok daha önemli.
21. yüzyıla kadar insan hayatı öğrenme ve öğrendiğini kullanarak çalışma üzerine kuruluydu.
Artık günümüzde öğrenme evresi çok daha erken yaşlarda başlıyor ve hayat boyu öğrenme gereği çalışma hayatında da devam ediyor, etmesi de gerekiyor.
Öğretmenlik mesleğinin içeriği bile artık öğretme eyleminden çok yönlendirme ve gelişimi denetleme eylemlerine evriliyor, evrilmesi de gerekiyor.
-----
Öğrenme, yaparak ve yaşayarak yapılır.
Dış bir etken tarafından değil, kendi kendine yapıldığında kalıcı hale gelir.
Bunu sağlayacak enerji, yangına dönüştürecek fitil ise "merak"tan başka birşey değildir!
Başta en sevdiği soru "Neden?" olanların, sorularla olan biten herşeyin sebebini sorgulayarak yapabileceği bir beceridir.
-----
Bugünün çocuklarının çoğu henüz icat edilmemiş işlerde çalışacak.
O “gün” ise düşündüğümüzden çok daha hızlı ve erken gelecek.
Çocuklarımıza bundan 20 yıl sonra neler lazım olacağını ve onların neleri öğrenmeleri gerektiğini kesin olarak bilemiyoruz.
O zaman önemli olan; onlara neleri öğreteceğimizin yerine, kendi kendilerine neleri nasıl ve ne şekilde öğrenecekleri değil midir?
Sadece sınavlarda çıkacak konuları değil, hayatta karşılaşacakları ne varsa öğrenmelerini sağlamayacaksak ne öğreteceğiz?
21 Kasım 2023 Salı
Enerji Bilimi ve Teknolojileri
Enerji Uzmanı Kimdir?
Enerji ihtiyacını karşılayabilmek için doğalgaz, kömür, petrol gibi fosil enerji kaynaklarından, güneş, rüzgâr, biokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından ve nükleer enerji kaynaklarından planlı bir şekilde enerjinin üretimini, iletimini, dağıtımını, kullanımını ve tasarrufunu sağlayan, enerji teknolojileri alanında bilimsel çalışmalar yaparak yeni bilgi ve teknolojiler üreten kişidir.
Nerelerde Çalışabilir?
Enerji Bilimi ve Teknolojileri Uzmanı; enerji firmalarında enerji üretimi, iletimi ve dağıtımı üzerine çalışabilir.
Endüstriyel tesisler ve işletmelerde enerji yönetimi ve enerji tasarrufu üzerine çalışabilir. Mühendislik ve danışmanlık firmalarında enerji verimliliği üzerine çalışma yapabilir.
Araştırma ve geliştirme merkezlerinde sürdürülebilir enerji projeleri ve enerji yönetimi alanlarında çalışabilir.
Kamu kurumlarında enerji politikaları üretmek, enerji verimliliği programlarını yönetmek ve yasal düzenlemeleri uygulamak üzerine görev alabilir.
Üniversiteler ve diğer araştırma kurumlarında akademik araştırma ve eğitim verme üzerine çalışabilir.
Yurtdışında uluslararası kalkınma kuruluşlarında ve iklim değişikliği ile mücadele eden organizasyonlarda enerji verimliliği ve tasarrufu ile sürdürülebilirlik üzerine çalışma yapabilir.
Neler Yapabilir?
Kuruluşun enerji verimliliğini kontrol eder.
Enerjinin yönetimi aşamalarında görev alır.
Enerji tüketimini denetler ve tedbirler uygular.
Enerji verimliliğini artırmaya yönelik çalışmalar yapar.
Enerji kaynaklarından verimli enerji üretir.
Enerjinin üretilmesi, dağıtılması ve kullanılmasında tasarımcı ve uygulayıcı olarak görev yapar.
Enerjinin iletimi, depolanması ve geri dönüşümü üzerine çalışmalar yapar.
Yenilenebilir enerji teknolojileri üzerine çalışmalar yapar.
Alternatif enerji kaynakları alanında bilimsel araştırmalar yapar.
Enerji tüketimini azaltmak ve enerjiyi verimli tüketmek için optimizasyon işlemleri gerçekleştirir.
Enerji tasarrufunu sağlamak adına çalışmalar yapar.
Sürdürülebilir enerji politikaları üretir.
Enerji ihtiyacı, enerji kaynakları ve iklim değişimleri konularında çalışmalar yapar.
Mesleki gelişim faaliyetlerinde bulunur.
Çalışma Koşulları
Enerji Bilimi ve Teknolojileri uzmanları; enerji verilerini analiz etmek, raporlar hazırlamak ve projeleri planlamak için ofis ortamında çalışır.
Müşterilerle, işverenlerle ve diğer proje paydaşlarıyla toplantılar ve iş görüşmeleri gerçekleştirir.
Veri toplamak ve analiz edebilmek amacıyla enerji tesislerinde, binalarda ve açık alanlarda saha çalışmaları gerçekleştirir.
Projenin türüne ve konumuna bağlı olarak şehir içinde ve şehir dışında seyahatler gerçekleştirebilir.
Büyük projelerde genellikle diğer uzman mesleklerle iş birliği yaparak ekip çalışmalarında yer alır.
Projelerin yasal düzenlemelere uygun bir şekilde yürütülmesi ve gerektiğinde izinlerin alınabilmesi için resmi ziyaretlerde bulunabilir.
Mesleğin Geleceği
Enerji Bilimi ve Teknolojileri alanındaki mesleklerin gelecekte oldukça parlak ve önemli bir rol oynayacağı öngörülmektedir.
Enerji tüketiminin azaltılması ve enerji verimliliğinin artırılması, organizasyonlar ve hükümetler için giderek daha fazla öncelik taşımaktadır. Enerji Bilimi ve Teknolojileri Uzmanları, enerji verimliliği önlemlerini geliştirme ve uygulama konusunda kritik bir rol oynayacaktır.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretimindeki payının önümüzdeki yıllarda artması beklenmektedir. Başta güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi olmak üzere tüm yenilenebilir enerji projeleri büyüyen bir çalışma alanı oluşturacaktır.
Enerji verimliliği ve güvenliğini artırmak için akıllı şebeke teknolojileri ve enerji depolama sistemleri kullanılacağından bu alanlarda uzmanlaşmış profesyonellere olan talep de artacaktır.
Sürdürülebilirlik yıllar geçtikçe organizasyonların iş stratejilerinin önemli bir parçası haline gelmektedir. Ayrıca iklim değişikliği ile mücadele ve iklim politikaları devletlerin karbon azaltma hedeflerine ulaşma çabalarını artırmaktadır. Enerji Bilimi ve Teknolojileri Uzmanları yenilikçi bakış açıları ve araştırma-geliştirme fırsatları ile kurum ve kuruluşların sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacaktır.
Önümüzdeki yıllarda Enerji Bilimi ve Teknolojileri Uzmanları, enerji sektöründeki değişimlere öncülük etme potansiyeline sahip olmakla birlikte enerji verimliliği, sürdürülebilirlik ve yenilenebilir enerji alanlarında kritik bir rol oynayacaklardır. Bu nedenlerden dolayı mesleğin geleceği oldukça umut vericidir.
20 Kasım 2023 Pazartesi
Değerler Eğitiminin Becerilere Yansımaları
Eğitim müfredatımızda matematikten, fen-sosyal bilimlerden, hatta yabancı dilden çok daha önemli bir eksiğimiz bulunuyor.
Bu eksiklik kapatılmadığı sürece diğer hiçbir eğitimin anlamı kalmıyor.
Değerler eğitiminin resmi-özel tüm kurumlarda ayrı ve tek başına sürdürülebilir bir şekilde programlara yerleştirilmesi gerekiyor.
Öncelik okul öncesi ve ilkokullarda olmakla birlikte yaş şartı aranmadan her dönemde tekrar edilmesi de gerekiyor.
Çocuğum sular seller gibi İngilizce konuşsun, robotik kodlama öğrensin, BİLSEM'e gitsin diye didinen anne-babalar bu işin peşine düşmeli.
-----
Dişimiz ağırdığında rastgele herhangi bir diş hekimine gidemiyoruz.
Ya da hukuki bir konuda herhangi bir avukata gözümüz kapalı güvenip vekalet veremiyoruz.
Evde musluk bozulduğunda veya kombi bakımı gerektiğinde tamir için herhangi bir teknisyeni de hemen çağıramıyoruz.
-----
Türkiye'de yetenek açığı istikrarlı bir şekilde büyüyor.
Manpower'ın 2023 raporunda %72 olarak verilen oran birkaç yıl öncesinde %50'lerdeydi.
Yani bir işyerinde bir işveren, çalışanından 10 tane beceri bekliyor, 10 görevi yerine getirmesini istiyor.
Çalışan ise bu 10 görevden 7'sini kendisinden istenilen şekilde yerine getiremiyor.
Ama yine de o işyerinde çalışmaya devam ediyor.
Çünkü dışarda da bu işleri sorunsuz şekilde yerine getirebilecek kimseler yok!
Bu şekilde her 5 firmadan 4'ü işe alım yapmakta zorlanıyor ve yetenek açığı yaşıyor.
Verilemeyen değerler eğitiminin bu durumu körüklediği bir gerçek.
-----
Sorunun kaynağında çalışanların sahip oldukları (olamadıkları!) değerler var.
Doğruluk nedir, vicdan ne içindir, neden dürüst olmak gerekir, adil olmanın ne anlamı var gibi sorularla hiç karşılaşmamış, dolayısıyla bu kavramların ne olduğunu öğrenemeden ve ne işe yaradığını bilmeden yetişen insanlar tüm mesleklere dağılmış durumda.
Çalışan işini eksik yapmakta, kimse kontrol etmezken görevini yerine getirmemekte sorun görmüyor.
Patron çalışanının haklarını gasp etmekten ve onu özel uşağı gibi kullanmaktan çekinmiyor.
Serbest meslek erbabı müşterisine yolunacak kaz muamelesi yaparken bunu son derece normal buluyor.
Bu gözardı edilen değerler karşılıklı bir güvensizlik ortamı oluşturuyor, "etik" kavramı havada öylece asılı kalıyor.
-----
Düzenli olarak okuma ve araştırma alışkınlıkları kazandıramadığımız, her gördüğüne ve duyduğuna sorgulamadan hemen inanmayı tercih eden, herkesin aynı şeyi düşünmek ve aynı hayatı yaşamak zorunda olduğunu kabullenen,
sahip olduğu tüm varlıkları ve bilgiyi sürdürülebilir şekilde gelecek nesillere aktarmayı önemsiz bulan bireylerin yetişmesine engel olamıyoruz.
-----
Toplum bir zincir, bizler ise birer halkayız.
Kaynaklarımızı ziyan etme lüksümüz yok.
Geleceğimizi görmezden gelmeye hiç hakkımız yok.
Sürdürülebilir kalkınma ancak tüm halkaların sağlamlığı ile mümkündür.
Çünkü en zayıf halkamız kadar sağlamız.
Çünkü en güçsüzümüz kadar güçlüyüz.
13 Kasım 2023 Pazartesi
Olmaya Çalışan Değerlerimiz
Dünyanın en hızlı uçabilen jetinin hızı saatte 3500 km.
Bu hız ile bize en yakın yıldız olan güneşe doğru yola çıksa en düz hesap yaklaşık 5 yılda oraya ulaşabiliyor.
Samanyolu galaksimizde Güneş gibi en az 200 milyar yıldız olduğu biliniyor.
Gözlemlenebilen evrenimizde ise 2 trilyondan fazla Samanyolu gibi galaksi olduğu tahmin ediliyor.
Bu galaksiler sırt sırta vermiş de değiller.
Aralarında sonsuz uzaklıkta boşluklar ve başka yıldızlar da var.
Bu akıl almaz büyüklükte; en uzunumuzun 2 küsür metre boya, en geniş yer kaplayanımızın 45 numara ayakkabı numarasına sahip olduğu bir türüz.
Yani sadece bir HİÇİZ!
-----
Herşey bizim için değil, hiçbir şey bizim etrafımızda dönmüyor..
Dönen zaten dönüyordu, biz bir zamanda bir yerde belirdik.
Sonra arsız-pervasız bir şekilde "BENİM" dedik.
Üzerimizde dünyanın yükü olduğunu söyler dururuz.
Ama aslında yük olan bizleriz.
Hiçbir canlının yaşama hakkı, bir diğerininkinden üstün ve öncelikli değil.
-----
Pili biten oyuncak çalışmaz, yakıtı biten araba gitmez.
Bizlerin enerji kaynağı ne petrol, ne madenler ne de diğerleri.
Yaşam için bunlara ihtiyacımız yok.
Bizim kaynağımız: sevgi-saygı-hoşgörü; ihtiyacımız: empati.
Bizden olmayan ile, bize benzemeyen ile "Olsun, yine de birlikte yaşayabiliriz!" diyebilmek.
Canlı ya da cansız, insan ya da başka bir şey; her "ŞEY"in "VAR" olmasını kabul etmek, bunu görmek ve ona göre davranmak.
-----
Sandığımız kadar önemli değiliz.
Vazgeçilmez, hiç değiliz.
Dünya tarihinde keşfedilmiş 2 milyondan fazla canlı türü var.
Yaklaşık 30 bini tehdit altında ve bilinen en az 1000 türün nesli zaten tükenmiş.
İnsanların bir ayrıcalığı yok, garantisi de yok.
Bize verilenin değerini bilmediğimizde, ona ihanet ettiğimizde 1001. olmamızın önünde engel de yok.
6 Kasım 2023 Pazartesi
Faydalı Yapay Zeka
İngiliz Matematikçi Alan Turing 1950 yılında kaleme aldığı “Computing Machinery and Intelligence” isimli makalesinde; bir makinenin ya da bilgisayarın düşünebilme becerisine sahip olmasının mantıksal olarak mümkün olup olmayacağını anlamaya imkân veren “Turing Testi” kavramı ile yapay zekâ alanında öncü oldu.
Turing’in; makinelerin öğrenmesi için yapay sinir ağları oluşturmayı önermesi, yani aynı insan beyninde olduğu gibi bilgisayarın bilgiyi işleyerek öğrenebileceği şekilde programlanabilir olduğu düşüncesi dahiyane bir fikirdi.
-----
Turing özetle; bir yetişkin zihnini taklit edecek program üretmek yerine, bir çocuğun zihnini taklit edecek bir program üretmeyi ve daha sonra bu çocuk zihnine sahip programın bir eğitim sürecinde kendi kendine öğrenerek yetişkin zekasına sahip olabileceğini düşünüyordu.
-----
Bir insan beyni yetişkin bir zekaya ancak 18-20 yaşlarında ulaşabilir.
Hiçbir anne 18-20 yaşındaki bir zekaya sahip çocuk doğuramaz.
Bebek olarak doğarız, çocukluğumuzda öğreniriz ve büyüdüğümüzde yetişkin zekasına ve bilincine sahip oluruz.
İşte yapay zeka teknolojisinde yapılan şey tam olarak budur.
-----
Faydalı ve verimli insanlar, çocukluğunda faydalı bilgilerle donatılan kişilerdir.
Bu kişiler doğru bilgileri doğru ebeveyn ve çevre yönlendirmesi ile işler ve faydalı bir zekaya sahip olurlar.
Yapay zekanın faydalı ve verimli olabilmesi için aynı insan örneğinde olduğu gibi doğru verilere ve doğru makine öğrenmesi algoritmalarına ihtiyacı vardır.
Düzenli olarak yanlış bilgi ve verilere maruz kalan üretken yapay zeka uygulamalarının hatalı sonuçlar vermesi veya yanlış yönlendirmeler yapması da bunların eksikliğinden kaynaklanır.
-----
Elektrik olmayan bir fabrika nasıl çalışabilirlikten uzak ise yapay zekasız bir endüstri de o kadar imkansız görünüyor.
Hepimizin geleceği, işlerimiz, mesleklerimiz ve görevlerimiz bu teknoloji üzerine kurulu olacak.
Geleceğin mesleklerine veriyi en kolay, en çabuk ve en ucuz bir şekilde toplayıp bunları en faydalı ve verimli şekilde işleyebilecek, sistemler geliştirecek, aynı zamanda problemleri bu yöntemle çözebilecek kişiler sahip olacak.
Bu süreçte eğitimin ve eğitim bilimcilerin de bilgi ve becerilerini geliştirmesine ve güncellemesine son iki yüzyıldır hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyulacak.
2 Kasım 2023 Perşembe
Türkiye'nin Kazanan Meslekleri
TUİK Yükseköğretim istihdam göstergeleri verilerini açıkladı.
Bültende ortalama kazancı en yüksek olan bölümleri sıraladı.
Pilotaj, Uçak Mühendisliği ve Havacılık Elektrik-Elektroniği bölümleri başı çekti.
Uçağı, gemi ile ilgili bölümler takip etti.
Gemi Makineleri İşletme, Gemi İnşaatı, Gemi Makine Mühendisliği ve Deniz Ulaştırma İşletme bölümleri sıralamayı devam ettirdi.
-----
Yani; geleceğin iş dünyasında kendinizi uçak ya da gemiye atabiliyorsanız maddi yönden şanslısınız.
Bu araçlarda çalışabilen daha alt kademe meslek gruplarının bile kazançları oldukça yüksek seviyelerde seyrediyor.
Uçaklarda çok fazla vasıf gerektirmeyen Hostes mesleğini yapanlar bile kariyer verilerine göre ortalama 60.000 TL kazanca sahipler.
Peki ama yükseklik korkunuz varsa ya da koca denizin-okyanusun ortasında kalmaktan korkuyorsanız ne olacak?
Daha doğrusu, geleceğin iş dünyasında kendinize güzel bir yer ayırmak ve iyi paralar kazanmak için uçak ya da gemi yolculuğu şart mı?
-----
Listede Bilgisayar, Yazılım, Elektronik, Bilişim Sistemleri, Endüstri ve İşletme Mühendisliği bölümlerine de yer verilmiş.
Bu bölümleri her ne kadar ortalama maddi kazançları dengeli bir dağılıma sahip olmasa da Elektrik, Makine ve Kimya Mühendislikleri gibi temel mühendislik bölümleri takip etmiş.
Petrol, doğalgaz ve yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili bölümler de anlaşılabilir şekilde listede.
Tıp ise bilmeyenler için şaşırtıcı bulunabilecek şekilde 24. sırada kendine yer bulmuş.
Uluslararası Finans ve Siyaset Bilimi (!) bölümleri süpriz bir şekilde listeye girebilmiş.
-----
İsmi geçen bölümlere yerleşebilmek de sonra onları bitirebilmek de ayrı bir dert.
Pilotaj bölümü toplam kontenjanı zaten 349. Uçak Mühendisliği 531, Havacılık ve Uzay Mühendisliği ise 787.
Bilgisayar Mühendisliği bölümleri bu yıl 14263, ELektrik-Elektronik Mühendisliği ise 11246 öğrenci kabul etmiş.
Endüstri Mühendisliği'nde bu sayı 7388 de kalmış.
Geçip giden yıllarda bazı bölümlerin kontenjanlarının düzenli olarak şişirildiğini bazılarının ise serbest düşüşe geçtiğini görüyoruz.
-----
Aslında hedefe götürecek adresin aranacağı yer eğitimin içeriğinde değil, kalitesinde.
Burada da TUBİTAK'ın hazırladığı girişimci ve yenilikçi üniversiteler endeksi yardıma koşuyor.
Listenin başını çeken üniversitelerimiz; ODTÜ, İTÜ, Bilkent, Sabancı, Koç, Boğaziçi ve Yıldız.
Bunları eski ve köklü devlet üniversiteleri takip ediyor.
Geçmişi olan bir üniversite, geleceğin mesleklerinden olan bir bölüm ve kaliteli bir akademisyen kadrosu başarının anahtarı olacak.
30 Ekim 2023 Pazartesi
Yapay Zeka Mühendisliği
21. yüzyılın 2. çeyreğine teknolojik gelişmelerin baş döndürücü hızı ile girmek üzereyiz. Yönetimden finansa, üretimden satış ve pazarlamaya, insan kaynaklarından halkla ilişkilere; bir işletmenin tüm departmanlarındaki gerekli işgücü, meslekler, işler ve görevler değişmeye ve dönüşmeye devam ediyor. Bu dijital dönüşüm sürecinde aslan payını alan en popüler teknoloji ise Yapay Zekâ (Artificial Intelligence, AI).
Yapay Zekâ Nedir?
İnsan beyni; algılayabilir, öğrenebilir, düşünebilir, karşılaştırma yapabilir, fikir yürütebilir, sorunu çözebilir ve nihayetinde bir karar verebilir. Yapay zekâ, insan beyninin taklit edilmesidir. Bilgisayarın insan zekâsı gibi düşünüp mantıklı bir karar verebilmesini amaçlar. Bunun için kendisine sunulan verileri kullanır ve işler. Kendini sürekli geliştirir ve yeniler.
Yapay Zekâ Mühendisi Kimdir?
İnsan zekâsı gerektiren görevleri yapabilecek makineler için insan gibi düşünebilen, öğrenebilen, davranabilen ve kendi kendine karar verebilen programlar tasarlayan ve geliştiren kişidir.
Yapay Zekada Bugüne Nasıl Gelindi?
14. yüzyılın başından itibaren Matematik ve Felsefe alanında çalışmalar yapan bazı bilim insanları (Ramon Llull, G. W. Leibniz, Thomas Bayes) zamanlarının çok ötesinde fikirleri ile yapay bir zekanın gerçekleşebilme ihtimaline göz kırptılar.
İngiliz Matematikçi Alan Turing 1950 yılında kaleme aldığı “Computing Machinery and Intelligence” isimli makalesinde; bir makinenin ya da bilgisayarın düşünebilme becerisine sahip olmasının mantıksal olarak mümkün olup olmayacağını anlamaya imkân veren “Turing Testi” kavramı ile yapay zekâ alanında öncü oldu. Turing’in; makinelerin öğrenmesi için yapay sinir ağları oluşturmayı önermesi, yani aynı insan beyninde olduğu gibi bilgisayarın bilgiyi işleyerek öğrenebileceği şekilde programlanabilir olduğu düşüncesi dahiyane bir fikirdi. Turing özetle; bir yetişkin zihnini taklit edecek program üretmek yerine, bir çocuğun zihnini taklit edecek bir program üretmeyi ve daha sonra bu çocuk zihnine sahip programın bir eğitim sürecinde kendi kendine öğrenerek yetişkin zekasına sahip olabileceğini düşünüyordu.
1956 yılında ilk defa yapay zekâ (artificial intelligence) ismini kullanan Amerikalı Matematikçi ve Bilgisayar Bilimci John McCarthy; Marvin Minsky, Claude Shannon ve Allen Newel gibi bilgisayar bilimcilerle birlikte problem çözme yeteneğine sahip bir zekâ geliştirmek amacıyla insan zekasını taklit edecek, farklı işleri de öğrenebilecek ve içerisine yüklenen bilgiler doğrultusunda veri analizleri ve değerlendirmeler yapabilecek bilgisayar geliştirmek üzere yoğun çalışmalar gerçekleştirdiler.
10 Türk Lirası banknotundan bildiğimiz Matematik üstadımız Ord. Prof. Dr. Cahit ARF 1959 yılında Atatürk Üniversitesinde verdiği “Makine Düşünebilir mi ve Nasıl Düşünebilir?” konulu konferansında makinenin insan gibi düşünebilme ihtimalini örneklerle detaylı bir şekilde anlatmıştı. “-Şimdi anlaşılması güç olduğunu zannettiğimiz şeyler biraz dikkat, biraz da bilgi yardımı ile anlaşılabilir.” sözüyle insan gibi düşünebilen ve karar verebilen yapay bir zekanın ne kadar mümkün olduğunu karşısında kendisini şaşkınlık içinde dinleyen kalabalığa inandırmaya çalışmıştı.
Honda Motor tarafından tasarlanıp üretilen insansı robot ASIMO, 1986 yılından itibaren görücüye çıktı. ASIMO, her ne kadar küçük bir çocuğun zekâ seviyesinde olsa da yapay zekâ alanında tüm dünyanın dikkatini çekmeyi başardı. Ancak bir insan kadar zeki sistem ve uygulamaların geliştirilmesi için zamanın yetersiz donanım imkanlarından dolayı birkaç yıl daha geçmesi gerekiyordu.
Efsanevi Dünya Satranç Şampiyonu Garry KASPAROV, 1997 yılında IBM tarafından hazırlanan satranç bilgisayarı Deep Blue ile tüm dünyanın gözü önünde 6 oyun oynamış, 1 oyunu kazanabilmesine karşı 2 oyunu kaybetmişti. Bu sonuç üzerine Deep Blue bir dünya şampiyonunu yenen ilk makine olmayı başardı ve bir anda ilgi odağı haline geldi. Kasparov; 2019 yılında Lozan Federal Teknoloji Enstitüsü’nde düzenlenen Uygulamalı Makine Öğrenimi Günleri’ndeki konuşmasında o tarihi günleri şöyle anlattı: “-Rahattım, maçı hiç ciddiye almıyordum, iyi hazırlanmamıştım. IBM araştırmacılarının bu kadar kayda değer iyileştirmelerle gelmelerini beklemiyordum. Ancak; İnsan-makine mücadelesinin sonucu zaten belliydi.” 1997 yılında kaybetmese bile üç yıl veya beş yıl sonra bir başka oyunda mutlaka kaybedecekti. Çünkü bilgisayar donanımı ve hesaplama gücündeki artış bir gün zaten makinelerin insanlardan daha başarılı olacağı seviyeye erişecekti.
Yapay Zekâ Mühendisliğinin Önemi
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) yayınladığı Mesleklerin Geleceği Raporu 2023’ e göre günümüzde global düzeyde işlerin %34’ü yapay zekaya emanet edilmiş durumda. Tüm dünyada işverenlerin yaklaşık %65’i yakın zamanda yapay zekâ sistemini kullanacaklarını öngörüyor. Raporda en hızlı büyüyen ve en fazla talebin artacağı beklenen meslekler arasında Yapay Zekâ ve Makine Öğrenimi Uzmanları mesleği listenin en üst sıralarında yer alıyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Temmuz ayında yayınladığı İstihdam Görünümü 2023 raporunda, işgücü piyasasında bir yapay zeka devrimi gerçekleşeceğini bildirdi. Firmaların günümüzde yapay zekâ uygulamalarını düşük seviyelerde kullanıyor olmalarına rağmen, teknolojik gelişmelerin hızlanması, maliyetlerin düşmesi ve yapay zekâ becerilerine sahip çalışanların sayısının artacak olmasıyla dönüşümün hızlanacağı öngörülüyor. Yapay zekanın iş gücü piyasası üzerindeki etkisinin analiz edildiği raporda, önümüzdeki yıllarda yapay zekâ alanında çalışacak kişilerin daha fazla aranacak hale gelmesi bekleniyor.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) yayınladığı Technology Review dergisinde popüler ve trend meslekleri listeledi. Geleceğin dünyasını şekillendirecek meslekler arasında Yapay Zekâ Mühendisliği ve yapay zekâ uygulamalarının ağırlıkta olması dikkat çekiyor. Aynı zamanda dünyada yapay zekâ alanında eğitim veren en önemli üniversitelerden biri olan MIT, yapay zekanın yeni meslekleri ve işleri türeteceğini, bu yeni mesleklerle güçlü bir şekilde entegre olacağını öngörüyor.
Yapay zekâ günümüzün en önemli teknolojisi olarak kabul ediliyor. Her ne kadar 2022 yılının Kasım ayından beri tüm dünyayı kasıp kavuran ChatGPT (üretken yapay zekâ) teknolojisi sayesinde bilinir ve popüler olsa da tıp, sağlık, eğitim, savunma sanayi, tarım, madencilik, medya, bankacılık ve daha birçok farklı iş alanında aktif olarak kullanılıyor.
McKinsey&Company Türkiye tarafından hazırlanan İşimizin Geleceği - Dijital Çağda Türkiye’nin Yetenek Dönüşümü raporunda yapay zeka ve dijital teknolojilerin 2030 yılına kadar Türkiye’de 3,1 milyon iş artışı potansiyeli oluşturması öngörülüyor. Yapay zekâ teknolojilerinin otomasyon ve dijital dönüşüm üzerindeki etkisi ile birçok sektörde yapay zekâ uzmanlığı alanında çalışma yapacak işgücü ihtiyacında büyük bir artış olması bekleniyor.
Yapay Zekâ Mühendisi Neler Yapabilir?
Yapay Zekâ Mühendisliğinde kullanılacak veri setlerinin önemi büyüktür. Veri ne kadar kullanılabilir ve kaliteli olursa uygulama da o kadar başarılı olacaktır. Bu amaçla Yapay Zekâ Mühendisi doğru veri için durum ve ihtiyaç analizi yapılması, verinin toplanması için simülasyon geliştirmesi, toplanan verinin analiz edilmesi, verinin temizlenip kullanılabilir ve anlamlı hale getirilmesi süreçlerini gerçekleştirebilir. Kullanılabilir veri setinin elde edilmesinden sonra amaca uygun sistem tasarımı, istatistik modellemeleri, yapay zekâ algoritmalarının geliştirilmesi, makine öğrenmesi algoritmalarının geliştirilmesi, test-kontrol aşamaları, sistemin iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve güncel tutulması görevlerini yerine getirebilir, sistem ya da ürünün son kullanıcıya hazır hale getirilmesine kadar olan bütün süreçlerde bulunabilir. Özetle, Yapay Zekâ Mühendisi kendisinden istenen amaca göre önce yapılandırılmamış ham verileri elde etmenin yolunu bulur, bu verileri işleyip kullanılabilir hale getirir, anlamlı verileri kullanılabilmesi için makine öğrenmesi ve yapay zekâ algoritmaları geliştirir ve amaca uygun sistemi tasarlar. Son aşamada ortaya çıkan ürün, insan gibi düşünebilen ve karar verebilen, insandan çok daha hızlı ve çok daha hatasız çalışarak iş yapabilen bir yapay zekâ uygulamasıdır. Yapay zekâ uygulamaları ile görüntü işleme, ses işleme, doğal dil işleme, veri işleme ve analizi kolaylıkla gerçekleştirilebilir.
Yapay zekâ temelde bir insanın başaramayacağı bir işi yapamaz. Farkı, insanların çok uzun bir zaman diliminde yapabileceği işleri çok kısa bir zaman diliminde en az hata ile yapabilmesidir. Yapay zekâ teknolojileri, daha kısa zamanda ve daha az insan kaynağı ile görevleri yerine getirebilir.
Yapay Zekâ Mühendisleri Nerelerde Çalışabilir?
Günümüzde Yapay Zekâ Mühendisleri yoğun olarak tıbbi teşhis ve tedavi yöntemleri, otonom ve insansız araçlar, robotlar, müşteri hizmetleri ve sohbet botları, savunma sanayi ve güvenlik, otomotiv, bankacılık-finans ve risk yönetimi, eğitim, sosyal medya ve reklamcılık alanlarında çalışabilmektedir. Gelişen, değişen ve dönüşen iş dünyasında yapay zekâ uygulamalarının artık ihtiyaç haline gelmesi ve tüm sektörlere yayılması beklendiğinden, yakın gelecekte Yapay Zekâ Mühendislerine hemen hemen bütün alanlarda ihtiyaç duyulacaktır.
Yapay Zekâ Mühendisliği Temel Bilgi ve Beceriler
Yapay Zekâ Mühendisi özellikle verilerin analizi ve makine öğrenmesine yönelik programlama dillerini ve yazılım kütüphanelerini bilmelidir. Veri yapıları, veri mimarisi, veri modelleme, veri optimizasyonu, veri madenciliği, veri manipülasyonu, büyük veri analizi, algoritma analizi, makine öğrenmesi, derin öğrenme, bilişsel hesaplama, yapay sinir ağları, görüntü işleme, doğal dil işleme ve yapay zekâ algoritmaları gibi konulara hâkim olmalıdır.
Yapay Zekâ Mühendisliği Bölümü
Ülkemizde yapay zekâ alanında verilen eğitimler daha
öncesinde Bilgisayar Mühendisliği bölümlerinde yüksek lisans derecesinde
verilirken, işgücü piyasasının talepleri ve artan ihtiyacı karşısında ilk defa
2019 yılında lisans derecesinde bölümlerde verilmeye başlandı. TOBB Ekonomi ve
Teknoloji Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi Yapay
Zekâ Mühendisliği bölümlerinde; İstanbul Teknik Üniversitesi ve Ankara
Üniversitesi Yapay Zekâ ve Veri Mühendisliği bölümlerinde eğitim veriyor. TOBB
Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Yapay Zekâ Mühendisliği bölümünün bu seneki
mezunları Türkiye’nin ilk Yapay Zekâ Mühendisleri olarak tarihte yerlerini
aldılar. Önümüzdeki yıllarda daha fazla üniversitede bu bölümde eğitimlerin
verilmesi bekleniyor.
23 Ekim 2023 Pazartesi
Kitap Okumak Üzerine
17 Ekim 2023 Salı
Geleceğin Meslekleri, Ama Hangi Geleceğin?
Kuantum bilimciler tarafından son birkaç yıldır paralel evrenler konusu ciddi bir şekilde tartışılıyor.
Farklı dünyaların ve hayatların mümkünlüğünün yakın zamanda kanıtlanıp kabul edilmesi zor görünse de, net ve kesin bir şekilde reddedilemiyor.
Alternatif geçmiş ve gelecekler konusu tartışıladursun, biz sahip olduğumuz en gerçek geleceğimize odaklanacağız.
Geleceğin dünyasında geleceğin meslekleri arasında rezervasyon yaptıracağız.
Peki ama hangi dünyanın, hangi geleceğin?
Daha doğru soru: Kimin dünyasının ve kimin geleceğinin?
-----
Hiçbir sanayi devriminin gerçekleşirken duyurusu yapılmadı.
18. yüzyılın ikinci yarısında hiç kimse "Beyler ve bayanlar! Buharlı makineler geliyor!" diye anons geçmedi.
Birçok sektörde buhar gücü sessiz ama hızlı bir şekilde insan gücünün yerini aldı.
Her değişim ve dönüşüm devrimi beraberinde bir buhranı getirdi.
Alışmak ve ayak uydurmak yıllar sürdü. Bu yıllar, insanlar ve toplumlar için sancılı geçti.
-----
Günümüzde dijital dönüşümün, yapay zeka ve otomasyonun iş gücüne yaptığı devrimin de temelde öncekilerden farkı olmayacak.
İşler, meslekler ve görevler hızlı bir şekilde değişime ve dönüşüme uğruyor.
Değişmek istemeyenler dönüşüme zorlanıyor.
Bill Gates'in meşhur "Değişime direnmenin maliyeti, değişimin maliyetinden çok fazladır." sözü her devirde geçerliliğini koruyor ve kanıtlıyor.
Geçmişte on yıllar süren değişimler artık haftalar içerisinde gerçekleşebiliyor.
İş ilanlarına baktığımızda adını sanını ilk defa duyduğumuz işler ve görevler karşımıza çıkıyor.
-----
Geleceğin mesleklerini az çok tahmin edebiliyor ve gençlerimizi yönlendirmeye çalışıyoruz.
Ancak her bireyin geleceğinin kendi geleceği olduğu gerçeğini de görmezden gelemeyiz.
Her insan kendi hayatını yaşar.
Kimi büyük denizde küçük balık olmayı, kimi küçük gölde büyük balık olmayı ister.
Kimi kuş olup uçmayı, kimi de kendi kabuğunda kendi halinde yaşamayı tercih eder.
Önemli olan bireyin kendi geleceğini kendi istek ve iradesi ile seçebilmesi ve yaşayabilmesidir.
Her insan, İNSAN gibi yaşayabilmeye layıktır...
5 Ekim 2023 Perşembe
Eyvah! Z Kuşağı!
"Z kuşağı yerine Y kuşağı ile çalışmayı tercih ediyoruz."
Nedenini sorduğumuzda ise bizi şaşırtmayan cevaplar veriyorlar:
"İşi beğenmiyor, işi beğenen ücreti beğenmiyor, ikisine de tamam diyen 2 gün sonra birşey demeden işi bırakıyor.
En önemlisi, sorumluluk almaktan ışık hızıyla kaçıyorlar!"
-----
Resume Builder'ın 1000 den fazla yönetici ile gerçekleştirdiği araştırmanın sonucu dikkat çekiyor.
Yöneticilerin %74'ü; Z kuşağı ile çalışmanın diğer kuşaklara göre çok daha zor olduğunu düşünüyor, teknolojik beceri, azim ve motive olma konularında çok fazla eksiklikleri olduğuna inanıyor.
Çalışmaya katılan yöneticilerin %12'si Z kuşağı çalışanlarını işe başladıkları ilk 1 hafta içerisinde işten çıkardıklarını belirtmiş.
Bunun nedeni ise herşeyden çok kolay vazgeçtikleri ve en ufak birşeye bile kırılıp küsebildikleriymiş.
-----
X ve Y kuşakları olarak Z kuşağını anlamakta sorunlar yaşadığımız bir gerçek.
İnternet ve dijital teknolojilerle büyüyen, öncesini bilmeyen bu grubun alışkanlıkları çok farklı.
Herşeye her yerden ve her zaman ulaşılabilir olduğunu bilerek, görerek ve yaşayarak öğrendiler.
Beklemenin, sabretmenin, çaba göstermenin ne olduğunu bilmemeleri ve bu kavramlara anlam verememeleri çok doğal.
İletişimi sözlü yerine yazılı kullanmaları, sözcük yerine emoji kullanmaları bu açıdan bakıldığında mantıklı.
Az zamanda çok şey yapabilme imkanına sahip olmaları, zamana bizim verdiğimizden farklı değer vermeleri bu yüzden anlaşılabilir.
-----
Dikkatli bakıldığında; kendilerinden önceki nesillere göre Z kuşağının daha yenilikçi ve formatlanabilir olduğu görülebilir.
Sürekli meydan okumaktan ve yeni fikirler getirmekten korkmuyorlar.
Bu durum onları disiplinsiz gibi gösterse de özgürlüğe ve şeffaflığa değer verdiklerinin açık bir işareti.
Kısa zamanda rutinin dışına çıkıp çok daha fazla ve farklı işler yapabilme becerilerine aşinalar.
Çok daha kısa ve kolay yoldan kazanabilme ihtimalleri olduğunu bildikleri paralar için günde 8 saat mesai yapmak bu yüzden onlara zor görünüyor.
-----
Atalarımız her zamanki gibi nokta atışıyla doğruyu bilmişler:
"Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır."
Olayı kuşaklar arası çatışmaya getirmektense, birbirini anlamaya, empatiye ve işbirliğine getirmeliyiz.
Bir anahtar yalnız bir kilidi açar.
Her kapıyı açacak anahtar farklıdır.
22 Eylül 2023 Cuma
Çocuklarımızın Geleceğine En Büyük Yatırım
Onların mutluluğu için bize zor gelse de maddi-manevi hiçbir masraftan kaçmayız.
Yine de çocuklarından büyük beklentisi olan çoğu ebeveyn çoğu zaman bu konuda hayal kırıklığına uğrar.
Halbuki yapılması gereken herşey yapılmıştır.. Neden istendiği gibi olmaz, nerededir hata?
-----
Çoğumuz anne-babalarımızı eleştirir, onlardan farklı "biri" ve "anne-baba" olmak isteriz.
Ancak ne kadar çaba göstersek de dönüp aynaya baktığımızda yine kendimizde onları görürüz.
Çünkü insan "gördüğü" ve "öğrendiği" kişidir.
En çok anne-babamızı görür onlardan öğreniriz.
"Ben annem-babam gibi olmayacağım, herşey farklı olacak" desek de çoğu zaman onları taklit etmekten öteye geçemeyiz.
-----
Çünkü insan beynine en ters ve yorucu gelen öğrenme metodu çalışmak ve çaba göstermektir.
Öğrenirken çaba gösterip kendimizi zorlamak yerine işin kolayına kaçar ve gördüğümüz şeyleri tam öğreniriz.
Bu nedenle sigara içen babanın çocuğu da genelde sigara içer, at yarışı oynayan babanın çocuğu da iddia kuponu oynar.
Akşam evde saatlerce dizisini seyreden annenin çocuğu da okumak için eline kitap almaz, öğrenmek için kendini yormaz.
-----
Yavrularımızın güzel bir kariyer ve geleceğe sahip olmasını istiyorsak, önce kendimizden başlamalıyız.
Okuyan, araştıran, öğrenmek için çaba gösteren anne-babanın çocuğu da onlar gibi olmak isteyecek.
Öğrenmenin, merak duygusunu gidermenin zevkini yaşayan anne-babalar çocukları için harika birer rol model olacaklar.
İşten sonra akşam elimize alacağımız kitap, internette herhangi bir konuda yapacağımız araştırma, olayların sebeplerini ve sonuçlarını analiz edip bunlar hakkında düşünme, tartışma ve sohbet etme vs..
Çocuklarımızın geleceğine yapılacak en büyük yatırım, kendimize yapacağımız yatırımdır.
18 Eylül 2023 Pazartesi
Soluk Mavi Nokta (Pale Blue Dot)
Soluk Mavi Nokta görüntüsü, Dünya'mızı hem nefes kesici derecede güzel hem de kırılgan gösteriyor, ancak orası, bildiğimiz tek evdir. Bizim için çok büyük önemi var. Ancak bu, evrende aynı derecede önemli olduğumuz anlamına gelmez. Tavrımız, kendimizi önemli sanışımız, evrende ayrıcalıklı olduğumuz yanılgısı, bu soluk mavi noktada sınava tabi tutuluyor."
Carl SAGAN*Soluk Mavi Nokta (Pale Blue Dot), Dünyamızın en uzak mesafeden çekilmiş fotoğrafı. Voyager I uzay aracındaki kamera tarafından 14 Şubat 1990 günü yaklaşık 6 milyar kilometre (40,5 AU) uzaktan kaydedildi.
Fotoğraftaki sarı çizgi Güneşin tek bir hüzmesi. Hüzmenin Dünya üzerine düşecek şekilde denk gelmesi tamamen tesadüf.
Ne kadar büyük(!) olduğumuzu unutmamak için...
15 Eylül 2023 Cuma
İşte Bütün Mesele: Üniversiteli Olmak ya da Olmamak!
Yükseköğretim Kurumları Sınavına (YKS) giren aday sayısı 2 yıldır rekor kırıyor.
Barajın kalkması, indirimli toplu taşıma hakkı elde edilmesi vb.. gibi nedenler öğrenciliği cazip hale getiriyor.
Bundan dolayı amca ve teyzeler sınava yoğun ilgi gösteriyor, yaş ortalamasını önemli ölçüde yükseltiyor.
Ancak rekorlar kırılsa da sınava giren genç adayların sayısındaki düşüş hızla devam ediyor.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin yüksek öğrenime olan ilgisi önemli ölçüde azalıyor.
-----
21. yüzyılın 2. çeyreğine, bir öncekine göre bambaşka durum ve şartlarda girmek üzereyiz.
Bütün dünyanın değiştiği gibi, meslekler ve onlara ulaşma imkanları da hızla değişiyor ve dönüşüyor.
İstatistik kurumu verilerine göre 2 milyonun üzerinde atıl durumda bekleyen işsiz ya da iş aramaktan vazgeçmiş lisans mezunlarımız can yakıyor.
Yine İnsan Kaynakları Ofisinin verilerine göre mezunların ortalama en az %60'ı çalıştığı işlerde nitelik uyuşmazlığı yaşıyor.
Gençlerimiz durumun farkında, alternatif mesleki eğitim ve yurtdışı imkanlarının peşine çoktan düştüler bile.
Anne-babalarımızın bizlere direttiği "Oku adam ol!" mottosundan ne mutlu ki mahrum kalıyorlar.
-----
İşte bu ortamda üniversite tercihi yapacak gençlerimize ve ebeveynlerine hayati bir görev düşüyor:
Geleceği iyi okumak!
Dijital dönüşüm, otomasyon ve yapay zekanın orta düzey beceri gerektiren mesleklere olan ve olmaya devam edecek yıkıcı etkisinin farkında olmalılar.
Önümüzdeki bir kaç onyılda yüksek zihinsel beceri gerektiren mesleklere hiç olmadığı kadar fazla ihtiyaç duyulacak.
Sıfıra yakın zihinsel beceri gerektirip, düşük seviye beceriler gerektiren meslekler her zamankinden daha fazla aranacak.
Ortada kalanın canı eskisinden daha fazla yanacak.
Çocuklarımız; isimlerini hiç bilmediğimiz ve duymadığımız mesleklerde çalışıyor olacaklar.
-----
Üniversite; bir mesleğin öğretildiği yer değildir.
Dahası, üniversite çalışma ve iş hayatına hazırlık yapılan bir yer de değildir.
Üniversite; hayata yeni veya farklı bir bakış açısı kazandırır.
Hızla değişen ve dönüşen dünyada olmazsa olmazmış gibi bir anlam yüklemek anlamsızdır.
Anlamlı olan, doğru hedeflere doğru yollardan götüren tercihler yapmaktır.
Çünkü bu tercih, gerçekten kazananın ve kaybedenin olmayacağı bir tercih olacaktır.
14 Eylül 2023 Perşembe
Sınav Stresi vs Sınavın Stresi
Çocuklarımız, hayatlarını şekillendirecekleri sınava girmek üzereler.
Devam ettikleri yolculuklarında telafisi çok zor bir yol ayrımındalar.
Bunu söylemesi bizim için bile çok ürkütücü!
Onlar için üzerinde düşünmesi-kafa yorması ne çok ağır bir yük!
Peki ama ne olacak, nasıl üstesinden gelecekler?
-----
Kaygının ve stresin gerçek nedeni olumsuz duygu yoğunluğu ve bu yoğunluğun düşünce ve hareketlerimize söz geçirmesidir.
Başarısız olmaktan, kaybetmekten korkan çocuklarımızı bu duyguları yönetiyor.
Korkunun gösterdiği yol ise hep strese çıkıyor.
Belli bir seviye korku ve endişe aslında faydalıdır. Kendi üzerlerine düşeni yapmak için cesaret verir.
Ancak o seviye geçildi mi artık herşey raydan çıkıyor.
-----
Çocuklarımız sınavdan değil, sınava bu kadar anlam yüklenilmesinden korkuyorlar.
Çocuklarımız, sınavı hedeflerinin önündeki en büyük engelmiş gibi gördükleri için korkuyorlar.
Çocuklarımız, sınavda başarılı olamadıkları zaman hayal ettikleri gibi mutlu bir hayat yaşayamayacaklarına inandıkları için korkuyorlar.
Çocuklarımız, eğer başaramazlarsa dünyanın sonunun geleceğini düşündükleri için korkuyorlar.
İşte tüm bu korkular küçük zihinlerini ele geçiriyor ve stresin kaynağını oluşturuyor!
-----
Tek bir gerçek var: sınav da geçecek, heyecan da geçecek, stres de geçecek.
Ama çocuklarımız bizimle kalmaya devam edecek.
Onların sağlığı ve mutluluğu hiçbir puana ve hiçbir başarıya değişilmez.
Çaba gösterdiği, üzerine düşeni yaptığı sürece hiçbir olumsuzluktan sorumlu olmayacaklar.
Belki başarısız olabilirler, ancak başarmamış asla olmayacaklar...
13 Eylül 2023 Çarşamba
Gelişen Teknolojinin Çalışma ve İşlere Yansıması
Bundan 20 yıl öncesinde bilgisayar ya da telefon almak isteyen biri öncelikle sabit disk kapasitesine bakardı.
Çünkü internet hızı ve donanımlar arası veri tansferi çok yavaştı, bilgiye ulaşabilmek şimdiki kadar kolay ve hızlı değildi.
Bu nedenle bellek kapasitesinin daha yüksek olması geçerli akçeydi.
Hemen hemen herkesin elinin altında bir CD/DVD çantası olurdu.
Elimizin altında ne kadar fazla bilgi tutabiliyorsak o kadar iyiydi.
-----
Günümüzde ise gerek internet hızları gerekse veri aktarım hızları 20 yıl öncesiyle karşılaştırılamayacak kadar ilerledi.
Bunun sonucunda bilgisayar ya da telefon almak isteyen birinin önceliği değişti.
Artık bellek değil, işlemci özelliği daha ön planda yer almaya başladı.
Çünkü bilgiye hem ulaşabilmek hem de onu edinebilmek kolaylaştı.
Önemli olan bu bilgiyi hızlı ve hatasız olarak işleyebilmek haline geldi.
-----
Teknolojideki bu gelişmelerin iş ve meslek dünyasına yansımaları oldu.
Eskiden daha donanımlı ve daha fazla bilgi bilen, her soruya anında cevap veren çalışanlar aranırken, günümüzde kendisine verilen bilgiyi işleyip kullanabilen çalışanlar daha önemli hale geldi.
İşverenler çalışanlarında bellek yerine işlemcilerinin yüksek olmasına bakmaya ve aramaya başladı.
İşler ve görevler arasında aynı internet hızlarındaki artış gibi daha fazla sözlü ve yazılı iletişim ihtiyaç haline geldi.
Tezgahtar satış danışmanı oldu, emlakçı gayrimenkul danışmanı oldu, öğretmen eğitim danışmanı oldu vb..
Her nesnenin danışmanı ve danışanı türedi; iletişim 5G seviyelerine ulaştı.
-----
Bellek=Bilmek
İşlemci=Yapabilmek
İnternet=İletişim
-----
Bu temsiller doğrultusunda; gelecekte işlemci kapasitemizi artırıp internet hızımızı yükseltmek gerekecek.
Tercih edilen bir model olabilmek ve geleceğin iş dünyasında ön taraftan yer bulabilmek bu özellikler sayesinde gerçekleşecek.
Bilgiye nasıl olsa her yerden ulaşabiliyoruz.
Ona nasıl ulaşabileceğimizi ve nasıl kullanabileceğimizi BİLMEK yeterli olacak.
12 Eylül 2023 Salı
Yapay Zekanın Geleceğin Mesleklerine Etkisi
Geçtiğimiz Kasım ayından beri tüm dünyayı kasıp kavuran GPT (üretken yapay zeka) teknolojisi bir anda ortaya çıkmadı.
Aslında çalışmalar yıllar önce başladı ve adım adım gelişmelerle ilerledi.
Veri bağlantısı hızı ve akıllı cihaz teknolojileri alanında gelişmelerle son 10 yılda büyük veriler elde edildi.
Milyarlarca
insan internet ve sosyal medya kullanarak kişisel bilgilerini
yayınladı, içerik üretti, fotoğraf ve video paylaştı, alış-veriş
gerçekleştirdi vs..
Bu veriler üretken yapay zekanın gelişme hızını maksimum seviyede etkiledi ve seviye atlattı.
Çünkü veri ne kadar büyük, kaliteli ve çeşitli ise yapay zeka da o kadar zeki olacaktı.
Donanım
ve işlemci teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte büyük veriler daha
kolay işlenebilir ve işlem yapılabilir hale geldi.
Ancak asıl gelişme, yapay zekanın yeni verileri kendi kendine oluşturmayı ve kullanabilmeyi öğrenmesi ile gerçekleşti.
-----
Yapay zekada amaç hiçbir zaman mükemmel sistemler oluşturmak olmadı ve olmayacak.
Yapay zekanın mükemmel seviyede olması yakın bir gelecekte pek mümkün görünmüyor.
Zaten mükemmel olması da gerekmiyor.
Makinelerin tek yapmaları gereken şey; insanlardan daha az hata yapması, daha iyi olması ve daha hızlı olması.
Onlardan yaptıkları şeyi anlamalarını, neden yaptıklarını, amaçlarını sorgulamalarını beklemek yakın gelecekte anlamsız.
Kontrolün tamamen onlara bırakıldığı bir meslek ya da bir sistem aynı şekilde yakın gelecekte sadece bir hayal.
-----
Olumlu düşüncelerle yaklaşıldığında insan-yapay zeka birlikteliği ile daha üretken ve daha verimli işler gerçekleştirilebilecek.
Son yüzyılda bedenle yapılan, güç ve dayanıklılık gerektiren çoğu meslek yerini makinelere bıraktı.
Bekleyen yüzyılımız beyin gücü ile yapılabilen mesleklerden ibaret olacak.
Burada
yapay zekanın rolü ise; marangoz-testere, hekim-steteskop, polis-silah,
şef-bıçak vb.. ilişkilerinde olduğu gibi amaç değil araç şeklinde
olacak.
Yapay zekanın araç olarak kullanılacağı ya da kullanılmasının
zorunlu olacağı geleceğin mesleklerine hazır olmak için onu iyi
anlamak, bilmek ve farkında olmak gerekecek.
-----
Garri Kasparov'un konu hakkında düşünceleri de beklentilerimizin doğruluk ve geçerliliğini kanıtlıyor:
"Sadece yapay zeka dönüşümünün başlangıcını yaşıyoruz.
Ne yazık ki nesillerimizi; tekrarlayan, birbirinin aynı işleri yapmaları için yetiştirdik.
Ama bu işler kaybolmaya mahkum. Bu işleri kurtarmak için yapılabilecek bir şey yok.
Önemli olan süreci yavaşlatmak değil, hızlandırmak.
Çekilecek
acıları belki erteleyebiliriz, ancak bunu yapmak yeni işlerin, yeni
endüstrilerin, yeni fikirlerin üretimini yavaşlatacaktır."
11 Eylül 2023 Pazartesi
Dijital Ebeveynlik
Çocuklarımızın çocukluğunu kendi çocukluğumuzla karşılaştırıyor ve kendi çocukluğumuza benzetmeye çalışıyoruz.
İşte burada en büyük hatayı yapıyoruz!
Çocukların bilgisayar-internet-tablete vb.. olan ilgisi son derece doğal ve normal.
Önemli olan bu ilgiyi en verimli hale getirmek.
Anne-babalar, dijital teknolojiyi yeteri kadar takip edemediklerinde kaygıyla bakmaya başlıyorlar.
Çünkü durumun önemini ve ciddiyetini anlayamıyor ve algılayamıyorlar.
-----
Bu problemi gidermenin iki yolu mevcut:
Anne-baba ya bu konuda öğrenecek ve bilgilenecek ya da çocuklarına yasak uygulayacak.
Ancak yasak uygulandığı zaman işler planlandığı gibi gitmez.
Çocukla arasında sevgi-saygı-diyalog ilişkisi zarar görür.
Geriye tek bir seçenek kalıyor:
Anne-baba teknolojiyi yeteri kadar takip etmeli, gerektiği kadarını öğrenmeli ve bilmeli!
-----
Çocuklarımızın teknolojiyi sadece zaman öldürme amaçlı kullanmalarının önüne geçmeliyiz.
Bilgisayar-tablet-telefonlara bakıcı rolünü verip çocuklarımızı onlara teslim etmemeliyiz.
Onların sosyalleşme ihtiyaçlarını görmeli; onlardan ilgiyi, sevgiyi ve bol bol kaliteli zaman ayırmayı esirgememeliyiz.
Yeni şeyler öğrenme, gelişme ve keşfetme ihtiyaçlarına cevap vermeliyiz.
Akranlarından geri kalma, dışlanma kaygılarını anlamalı ve ona göre özgürlük alanı tanımalıyız.
Hiçbir konuda geri kalmamaları için oyunu kuralına göre oynamalarına fırsat vermeliyiz.
-----
Çocuklarımız makine ya da robot değiller!
Bizim komutlarımızla veya izinlerimizle yaşamak zorunda hiç değiller!
Onlar da bizim gibi birer İNSAN!
Bir insan gibi kendi düşünmeli, kendi karar vermeli, kendi seçmeli, kendi yapmalı ve kendi yaşamalılar!
Kendi hayatlarını kendileri kontrol etmeli, anne-babadan komut ya da izin değil, ilham almalılar!
-----
“Benim çocuğum en iyisidir” ebeveynliği berbat bir insan modelinden başka birşey ortaya çıkarmıyor.
Çocuklarımız "en iyisi" olmak zorunda değil!
Kimseden üstün olma gibi bir mecburiyetleri de yok!
Hiç kimse ve hiçbir şey onların rakibi değil!
Anne-babalar olarak tek gayemiz: bedenen ve ruhen sağlıklı insan yetiştirmek olmalı...
-----
“Sağlıklı insan sevebilen ve çalışabilen kişidir.” Freud
10 Eylül 2023 Pazar
Doğru Meslek Seçiminde Beyin Gelişiminin Etkisi
Genel olarak insanlar 18-20 yaşlarına kadar sağlıklı ve mantıklı düşünemez.
Olmuş ve olacaklar hakkında neden-sonuç ilişkisi kuramaz ve fayda-zarar maliyet analizini gerçekleştiremez.
Bu nedenle resmi olarak her insan 18 yaşına kadar çocuk sayılır.
Hatta işlediği suçlardan dolayı cezai ehliyeti olmadığı kabul edilir.
Çünkü doğru olan nedir, çoğu zaman bilemez.
-----
Çocuklarımızın beyin gelişimlerini bazı müdahaleler ile hızlandırabiliriz.
Bu sayede doğru karar verebilme becerilerine direkt olarak katkıda bulunabiliriz.
Doğru yaklaşımlarla erken yaşlarda beyin gelişimlerini tamamlayarak mantıklı düşünebilen ve doğru kararlar verebilen çocuklar yetiştirebiliriz.
İşte bunlar; "Büyümüş de küçülmüş!" diye tanımladığımız çocukların ta kendileridir.
-----
Birinci sıraya her zamanki gibi "okumak" eylemini koymalıyız.
Japonya'da 1 kişi yılda ortalama 24 kitap okurken, Fransa'da 1 kişi yılda ortalama 14 kitap bitiriyor.
Bizde ise ne yazık ki yılda 6 kişiye 1 kitap düşüyor!
Okumadıkları için konuşamıyor ve yazamıyorlar.
Yazılı ve sözlü iletişim becerilerinden mahrum kalıyorlar.
En önemlisi ise; okumayınca düşünemiyor ve sorgulamıyorlar!
-----
Farklı düşünce grupları ile diyalog; insan beynini yeniliğe, gelişime, değişime ve farklılığa açık hale getirir.
Bunun bilinen adı sosyalleşmedir.
Sosyal çocuklar, sosyal olmayan akranlarına göre olaylara çok daha farklı bakıp-görebilir ve fikir üretebilirler.
Sadece eğitim hayatında başarılı olmak için değil, mutlu ve huzurlu bir gündelik hayat yaşamaları için de sosyal zeka önemli bir faktördür.
Sosyal çocukların doğru kararlar verebildiklerine defalarca şahit olabilirsiniz.
-----
Satranç!
Olayların öncesini ve sonrasını, sebebini ve sonucunu, faydasını ve zararını kavrayabilecekleri mükemmel bir beyin sporu.
Doğru kararlar verebilme ve hızlı düşünebilme becerilerini kazandırmasıyla beyin gelişimine müthiş bir katkı sağlar.
Sabırlı olma ve sakin kalabilme becerilerini geliştirir.
9 Eylül 2023 Cumartesi
Meslek Seçme Aşamasındaki Çocuklarımız İçin Anne-Babaların Kendilerine Sorması Gereken Sorular
Çocuğumu tanıyor muyum?
Çocuğumu geçekten ne kadar tanıyorum?
Gerçek karakteri, mizacı nedir?
Sandığımız gibi bize mi çekmiş? Yoksa aslında farklı biri mi?
Neleri sever, nelerden hoşlanmaz? Neleri iyi yapabilir, neleri yapamaz?
En çok önem verdiği değerleri neler? Vazgeçilmezleri, olmazsa olmazları ne?
-----
Çocuğumun bağımsız olarak, doğru kararlar verebilme becerisini kazanması için şimdiye kadar ne yaptım?
Doğru kararı geçelim, bir konuda herhangi bir karar verebiliyor mu?
Kararı verirken kendi mi veriyor yoksa başkasının etkisinde mi kalıyor?
Verdiği kararın arkasında durabiliyor mu?
Hata yapsa bile hatasından ders çıkartarak kendi kendine doğruyu bulabiliyor mu?
Kararının arkasında mı duruyor? Yoksa kolay etkilenip vazgeçebiliyor mu?
-----
Çocuğuma meslek önerirken kendi istediklerimi ona yansıtıyor olabilir miyim?
Kendi yaşamak istediği hayatı mı yoksa benim yaşamasını istediğim hayatı mı tercih ediyor?
Acaba zamanında ulaşamadığım hedeflerimi tamamlamasını mı bekliyorum?
Ya da benim yaptıklarımdan ya da başarısızlıklarımdan etkilenmiş olabilir mi?
Özenerek ya da heveslenerek mi yoksa farkında olarak bilinçli mi seçim yapıyor?
-----
Çocuğumla onu bekleyen gelecek ve planları hakkında konuştum mu?
Gelecekteki hayatı için ne düşünüyor? Veya bu konuda bir şey düşünebiliyor mu?
15-20 yıl sonrası için, nasıl bir hayat yaşamayı arzu ediyor?
Bir plan-programı var mı? Plan-programı doğrultusunda neler yapıyor, ben neler yapıyorum?
Belirlediği hedef mantıklı, ulaşılabilir ve anlaşılabilir bir hedef mi?
-----
Çocuğuma okuma alışkanlığı kazandırmak için neler yaptım?
Okuma ve araştırma becerilerini kazanması için ne kadar uğraştım?
Ona bu konuda örnek oldum mu, oluyor muyum?
İmkanlar sağladım mı?
Oyuncakçıya götürdüğüm gibi kitapçıya da götürdüm mü?
Maça götürdüğüm gibi kütüphaneye da götürdüm mü?
-----
Hayatımızdaki TEK VE EN GERÇEK HAZİNELERİMİZ - çocuklarımızın - güzel geleceği ve iyi insan olmaları için...
8 Eylül 2023 Cuma
Geleceğin Mesleklerinin Olmazsa Olmaz Kavramları
Meslek seçme aşamasındaki gençler ve çocuklarımız!
Gelecekte hangi mesleği seçerlerse seçsin, hangi sektörde hangi işte çalışırlarsa çalışsın; bu kavramlarla iç içe olacaklar ve bu bilgi ve beceriler ile sınanacaklar.
-----
Nasıl İngilizce'yi çoğumuz sular seller gibi bilmiyoruz ancak baktığımız zaman birşeyler anlayabiliyoruz; bu bilgi ve teknolojilere de baktıkları zaman birşeyler anlayabiliyor olmaları ve çıktı sağlayabilmeleri gerekecek.
-----
Bu kavramlara aşina olmaları onlar için eğitim müfredatında gördükleri ve çoğuna hayatları boyunca hiç ihtiyaç duymayacakları derslerden ve bilgilerden çok daha önemli!
-----
Makine öğrenmesi (ML, DL):
Verileri keşfeden, tanımlayan ve değişkenler arasındaki ilişkiyi öğrenebilen, bu veriler üzerinden tahmin yapabilen algoritmalar ve modeller geliştiren sistem. Yapay zekanın temeli.
-----
Yapay zeka (AI):
Veriyi toplayıp işleyerek insan zekasını taklit edip belirli görevleri yerine getirebilen, problem çözebilen ve karar verebilen sistem.
-----
Nesnelerin interneti (IOT):
Bilgisayar ve sistemlerin insanları devre dışı bırakıp kendi aralarında internet üzerinden veri bağlantısı ve paylaşımını gerçekleştirerek oluşturdukları ağ.
-----
Blokzincir teknolojisi:
Merkezi olmayan bir veritabanına sahip, dolayısıyla dağıtık ağdaki veri paylaşımı şeffaf olan kayıt sistemi.
Sistemde otorite yok. Veriler, biribiriyle iletişim halinde olan farklı bilgisayalarlar üzerinde saklanır.
-----
NFT:
Başka bir eşi ve eşiti bulunmayan maddi değere sahip sanal ortamdaki dijital nesne.
-----
Web 3.0, DLT, DeFi, dApp:
Kullanıcıların artık içerik sağlayıcı rolünden kaynak sağlayıcı rolüne dönüştüğü merkeziyetsiz ve birey odaklı internet altyapısı ve uygulamaları.
-----
Kullanıcı deneyimi & arayüzü (UX- UI):
Bir ürünün, sistemin veya hizmetin öngörülen kullanımından kaynaklanan gerçek kullanıcılarda oluşturduğu algı, verdikleri tepki ve edindikleri tecrübeler bütünü.
-----
Sanal gerçeklik & artırılmış gerçeklik (VR, AR):
Sanal ortamda oluşturulan 2 boyutlu görüntüyü 3 boyutlu gerçek hayata taşıyarak gerçeklikle birleştiren teknoloji.
-----
Sanal evren (Metaverse):
İnsanların sanal ortamda kendilerini temsil eden dijital varlıkları ile
kendi aralarında ve dijital nesnelerle etkileşim halinde olabildikleri sistem.
7 Eylül 2023 Perşembe
Meslek Seçiminde İlgi ve Yetenek
Güncel sosyal güvenlik kanunlarımıza göre çocuklarımız için emeklilik yaşı 65.
40 senden fazla bir mesleki hayat demek.
Hiç kimse ömrünün yarısını, yapmaktan zevk almadığı ve hoşlanmadığı bir alanda geçirmek istemez.
Bu bakımdan mesleki ilgilerin net bir şekilde keşfedilmiş olması olmazsa olmazdır!
-----
İlgi alanları her yaşta her zaman çabuk değişebilir.
İlgi ile heves veya hedef birbirine karışabilir.
İnsan, aslında hiç sevmediği bir şeye ilgi duyabilir veya hiç hevesinin olmadığı bir alanı sevebilir.
Cevabını arayacağımız yer: Kendimiz için olmasa da olurları çıkardığımız zaman geriye kalanlardadır.
-----
Yetenekler çoğu zaman tesadüfi olarak ortaya çıkar.
Zor ve karmaşık anlar çözüm ürettirir.
Beyin, onu zorlamazsanız küçülür.
İnsan eksiğini kapatmak için kendini göstermeye çalışır.
-----
Her zaman her yerde her oyunu kuralına göre oynamalısın.
Şikayet ettiğin ya da bahane bulduğun sürece sadece olduğun yerde sayacaksın.
Beğenmiyorsan; kural koyucu olduğunda kuralları değiştirebilirsin.
Eğer hala değişmediysen!
-----
İnsanlardan başka tüm diğer canlılar, yavrularıyla işi bittikten sonra onlara rakip olurlar.
Geçmişi rol model almak değil, onu iyi okumak ve dersler çıkarmak önemli.
Her insan, her hayat özgün olmalı, özgür kalmalı..
6 Eylül 2023 Çarşamba
ChatGPT nin Yolculuğu
Tüm sektörlerde bir çok mesleğin kaderini değiştiren Chatgpt 4. versiyonu ile mükemmel zekaya biraz daha yaklaştı.
Kendim için lazım olan bir bilgiyi 15-20 dakika kadar Google da aradım-durdum ama bulamadım.
Eski alışkanlıklarımızdan dolayı ilk olarak yapay zekamıza başvurmak aklıma gelmedi, ancak sonrasında şansımı denedim.
İstediğimi net bir şekilde ifade ettikten sonra bana çok detaylı bir yol göstererek yönlendirdi.
Ancak gösterdiği yolda öyle bir bilgi yoktu.
Kendisine bu yolla böyle bir bilgiye ulaşılamadığını, hata yaptığını söyledim.
Özür dileyerek haklı olduğumu belirtti ve güncel başka bir yol gösterdi.
Ancak bu yeni yol da yol değildi.
Bilgiye hala ulaşamıyordum.
Yine hata yaptığını böyle bir yolun da olmadığını söyledim.
Daha mahcup bir şekilde özür dileyerek tekrar haklı olduğumu belirtti ve en güncel yolu üçüncü denemede gösterdi.
Hemen bu durumu fırsat bilip, başka bir bilgisayar, ağ ve hesaptan aynı soruyu kendisine tekrar sordum.
Artık ilk ve ikinci yolların yanlış olduğunu öğrenmişti ve direkt olarak üçüncü yolu gösterdi.
Ancak asıl sorun hala devam ediyordu: Aradığım bilgiye üçüncü yol ile de ulaşılamıyordu!
Son olarak kendisine zamanımı boşuna harcadığını, beni boşuna uğraştırdığını, aslında aradığım bilgiye ne bana gösterdiği bu yollardan; ne de başka herhangi bir yoldan ulaşılamayacağını sert bir dil kullanarak acımasızca anlattım.
Verdiği cevap beni gerçekten etkiledi.
Tekrar tekrar özür dileyerek bundan sonra yanlış bilgi vermemek için daha dikkatli olacağını, doğru bilgiyi sağlamak için elinden geleni yapacağını yazıyordu.
Ve devam ediyordu: Herhangi bir konuda yanlış bilgi vermemesi için onu düzeltmemi ve doğru bilgiyi sağlamasına yardımcı olmamı istiyordu.
Ona ŞANS vermemi istiyordu!
Düşünmeye başladım..
Karşımda anlamadığım bir yeri sorduğumda beni azarlayan bir doktor yerine bunun olduğunu..
Duyduğum bilgiyi teyit etmek istediğim zaman git ona sor diye başından savan kamu görevlisi yerine bunun olduğunu..
Derste anlamadığınız yer varsa sorabilirsiniz diyen, soru sorduğumda da sen derste değil miydin diye azarlayan öğretmen yerine bunun olduğunu..
Hatasını düzelmek istediğim zaman hemen kabalaşan hizmet sektörü çalışanının yerine bunun olduğunu..
İSG kurallarına uyulmasını isteyen patron ya da mühendisin talimatları umrunda olmayan işçilerin yerine bunun olduğunu..
Bir çok meslek rekabet edemeyecek belki de.
-----
Dünya ve hayatlar her zamanki gibi değişiyor.
Ancak değişim hızı periyodu on yılardan haftalara kadar geriledi.
Düşmemek için uzun ve yavaş adımlar yerine adımlarımızı kısa tutup daha çevik olmak; amaçsız ve faydasız insanlar topluluğu olmamak için de sınırlarımızı her zamankinden daha fazla zorlamak gerekecek.
5 Eylül 2023 Salı
Çocuklarımızı Meslek Seçimine ve Geleceğe Hazırlamak
Anne-babalar olarak çocuklarımıza küçük dokunuşlarla hayatlarında büyük kazançlar sağlamalarına neden olabiliriz!
- Çocukluktan, işe yarama duygusunu tatmayla çıkılıyor.
Karmaşık-zor iş ve görevleri küçük parçalara bölerek çocuklara vermek, algılamalarını kolaylaştırıyor.
Başarı şansları artıyor ve özgüvenleri yerine geliyor.
Bu şekilde gelişen çocuklar ilerde daha zor ve komplike işlerin ve görevlerin üstesinden daha rahat gelebiliyor!
- Müzik ile ilgilenen, enstruman çalan, şarkı söyleyen, beste yapan, söz yazan vb.. çocukların IQ larının önemli derecede yükseldiği gözlemleniyor.
Müzik onlar için sadece bir hobi olmamalı, ciddi bir uğraş olmalıdır.
- Az olsa bile düzenli bir şekilde spor ile iç içe olmak.
Bir insan egzersiz yaptıktan sonra %20 daha hızlı öğrenebilir.
3 ay düzenli spor sonrası beynin hafıza ve öğrenme ile ilgili kısımdaki kapasite artışı %30 olur.
Ayrıca endorfin (mutluluk hormonu) salgısını önemli ölçüde artırır.
Takım sporlarının iletişim ve uyumlu çalışma becerilerine katkısı zaten bilinen bir gerçek.
- Düzenli uyku ve düzenli beslenme olmazsa olmaz.
Günde sadece 1 saat eksik uyumak 8. sınıf bir öğrencinin beynini 5. sınıf bir öğrencinin beynine geriletiyor!
- Su içmek. Evet, sadece yeteri kadar su içmek!
Ölçü; 8 yaşa kadar yaşı+1 bardak, 8 den sonra 8 bardak.
Öğrenme sonrası beyinde oluşan bol miktarda toksik maddeyi vücuttan uzaklaştırmanın başka yolu yok, uzaklaştırılmadığı zaman öğrenmeye zarar çok.
Ayrıca çocukluk döneminde sağlık sorunları yaşayan çocukların %95 inin tahlillerinde yeteri kadar su içmedikleri sonucu çıkmış!
- Çocuklar; onlara konuşan değil, onlarla konuşan anne-baba isterler.
Hayatta başarılı olabilmek için IQ veya zekadan daha fazla önemli olan beceriler; özyönetim ve özgüvendir.
Bunlar ancak sınırsız diyalog ve ilgi ile sağlanabilir.
- Okumanın beyin gelişimine etkisi bilinse, her ebeveyn 2+1 ya da 3+1 ev yerine 2+kütüphane ya da 3+kütüphane isterdi!
Okunabilecek herşeyi okuma alışkınlığını kazandırmak hayati derece önemli.
- Ve baba ilgisi.
İlgili baba duygusal zekayı artırır ve problem çözme becerisini kazandırır.
Çocuk kendine daha güvenli ve kendinden her zaman emin olur.
Sağlam kişilikli olur ve sevme kapasiteleri yükselir.
Öne Çıkan Yayınlar
Kariyer Danışmanlığının Altın Kuralları
Kariyer danışmanlığı yön bulmada bir pusuladansa bir harita gibidir. "Ne olmak istiyorsun?" sorusunun cevabı her zaman doktor, mü...