30 Aralık 2024 Pazartesi
Yapay Zeka Çağında Tüm İş Kapılarının Anahtarı: MQ (Moral Intelligence)
Henüz 21. yüzyıla girmediğimiz zamanlarda başarı için geçerli ve önemli bir kriter vardı:
IQ, yani mantıksal zekayı ve zihinsel kapasiteyi gösteren bir ölçümün yüksek olması beklenirdi.
Çalışanlarda problem çözeme, mantık yürütme, analitik düşünme ve çabuk öğrenme gibi beceriler aranırdı.
Zamanla mobil iletişim ve internetle birlikte IQ tek başına yetmemeye başladı ve ek özelliklere ihtiyaç duyuldu.
-----
Son 20 yılda çalışanlarda IQ ile birlikte EQ, yani duygusal zekanın yüksek olması da önemli hale geldi.
Artık çok akıllı olmanın yanında kişiler arası ilişkilerde başarılı olma gibi bir özellik daha gerekmeye başladı.
İş ilanları, kendini ve diğer insanları anlama, duyguları yönetebilme, empati ve sosyal ilişkiler geliştirme gibi maddelerle doldu.
Önemli işlerde çalışacaklar ve liderler, yüksek IQ ve EQ'yu bir arada bulunduranlar arasından seçildi.
-----
Yapay zeka çağını yaşadığımız günümüzde ise yeni ve anlamlı bir zeka kavramıyla daha karşılaşıyoruz.
MQ, "iyilik zekası" ya da "ahlaki zeka" olarak da anılan bu kavram, bireyin ahlaki değerlere bağlı kalma kapasitesini gösteriyor.
Kişinin vicdan, adalet duygusu, dürüstlük, duyarlılık gibi değerlerle doğru ile yanlışı ayırt edebilme özelliğini öne çıkarıyor.
MQ'su yüksek bireyler karar verirken sadece kendi çıkarlarını değil, diğer insanları ve toplumu da düşünerek hareket ediyor.
-----
Artık iş dünyasında başarı sadece ekonomik değerlerle ölçülmüyor.
Etik davranışlar ve sosyal sorumluluk projeleri de en az bilançolar kadar önemli hale geldi.
Tüketiciler tarafından etik olmayan bir davranış anında eleştriliyor, hatta çoğu zaman kurumlar linçleniyor.
Bu olumsuz durum şirketlerin itibarını derinden etkileyebiliyor ve onarılması zor hasarlar bırakıyor.
-----
Sosyal sorumluluk kampanyalarına karışmayan ve sürdürülebilirliği göz ardı eden işletmeler giderek geri planda kalıyor.
Teknolojinin hızla çeşitlendiği ve geliştiği bu dönemde, ahlaki kararlar verebilen bireyler ve liderler daha değerli hale geliyor.
Ahlaki zekanın en temel taşı ise empati yani senden olmayanı veya senin gibi düşünmeyeni anlayabilme becerisi üzerine kurulu.
Bu nedenle MQ sadece kişiler arası ilişkilerde değil, toplumsal sorunları anlamada ve çözmede de önemli bir rol oynar.
-----
MQ, yakın gelecekte çalışma dünyasını şekillendirecek en temel beceri olacak.
Çünkü bu insani zekaya bilgisayar, robot veya makine hiçbir zaman hiçbir şekilde sahip olamayacak.
Daha sorunsuz ve yaşanabilir bir dünya için ihtiyaç duyulan toplumsal dönüşüm MQ'su yüksek kişilerce gerçekleştirilecek.
Hem kendimizin hem de gelecek nesillerimizin MQ'sunu geliştirerek daha adil, şeffaf ve yaşanabilir bir dünya inşa edeceğiz.
25 Aralık 2024 Çarşamba
Hobileri Mesleğe Dönüştürmek: Yeni Nesil Meslekler
Günümüzde, değişen ve dönüşen birçok şey gibi meslek kavramı ve mesleğin anlamı da farklı bir boyuta evirildi.
Bunda teknolojinin hızı ve çeşitliliği ile birlikte bireysel farklılıkların artık daha önemli hale gelmesi de etkili oldu.
İlgimizin ve yeteneğimizin olduğu, yaparken zamanın nasıl geçtiği anlamadığımız uğraşlar aynı zamanda maddi kazanç kaynağı haline geldi.
Bu yüzden insanlar sadece para kazanabilecekleri değil, tutkularını da takip edebilecekleri işlerde çalışmak istiyor.
Bilinen mesleklerin yanında yeni ve ilgi çekici alternatiflerin ortaya çıkmasıyla geleceğin meslekleri de çeşitleniyor.
-----
Geleneksel mesleklerden farklılaşan yeni nesil mesleklerde bazı ortak özellikler var.
Yüksek oranda yaratıcılık ve üretkenlik becerilerine ihtiyaç duyuluyor.
Ayrıca bu meslekler kendi başınıza uzaktan yapabileceğiniz ve esnek çalışabileceğiniz işler arasında.
Önemli bir nokta ise, bu işlerde başarılı olmak için sadece iyi olmak yetmiyor.
Aynı zamanda kendilerini sürekli geliştirip güncellemeleri ve değişikliklere hızla ayak uydurmaları gerekiyor.
-----
İnternet teknolojilerinin gelişmesi ve sosyal medyanın etkileri artırması "içerik üreticisi" mesleğini doğurdu.
Son yıllarda daha da ön plana çıkan bu meslek grubu her türden içerik oluşturma ve paylaşma mantığına dayanıyor.
Metin yazarlığı, blog yazarlığı gibi işler freelance çalışmaya da uygun alternatif meslekler.
Bunlara YouTuber'lık, podcast yayıncılığı, sosyal medya influencer'lığı gibi meslekleri de ekleyebiliriz.
Sosyal medya yönetiminde kurumların sosyal medya hesaplarını yönetecek, içerik oluşturacak ve etkileşimi artıracak kişilere ihtiyaç duyuluyor.
-----
Son yıllarda sosyal medyada "seyahat logger"lık, "gurme logger"lık gibi işlerle uğraşanları daha sık görmeye başladık.
Motorla dünya turuna gezmeye çıkıyor, tek başına dağın başında kamp yapıyor veya nerede ne yenir ne içiliri anlatıyorlar.
Bu kişiler deneyimlerini dijital ortama aktarıyor ve bir dizi işlemden sonra takipçileri ile paylaşıyorlar.
Hem sevdikleri, ilgi duydukları ve zevk aldıkları alanlarda zaman geçiriyorlar.
Hem de reklam ve platformlardan gelen ödemelerle önemli miktarda gelir elde edebiliyorlar.
-----
Dünya genelinde 3 milyar müşterinin olduğu ve neredeyse 200 milyar dolar değerinde dev bir pazar mevcut: Oyun.
Oyun sektöründe bireylere tatmin edici bir kariyer imkânı sunan yaratıcı ve hobi temelli birçok meslek var.
Oyun geliştirme, karakter tasarımı, ses tasarımı, animatör, oyun senaryosu geliştirme gibi iyi paralar kazanılan işler mevcut.
Bunların arasına UI/UX, yani kullanıcı ara yüzü ve kullanıcı deneyimi geliştirme-iyileştirme mesleklerini sıkıştırabiliriz.
Ek olarak kendi adıma çok onaylamasam da oyun yayıncılığı ve e-sporculuk gibi yeni nesil işleri de sayabiliriz.
-----
Yeni nesil alternatif mesleklerin sayısı hem yükselmeye devam ediyor hem de genç nesiller arasında popülerleşiyor.
Açık fikirli olanlar, sınırlarını zorlayanlar ve ihtiyaçları görebilenler, iş fırsatlarını bir mesleğe dönüştürüyor.
Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, tutkularının peşinden giden bireyler meslek hayatlarında %40 daha fazla mutluluk elde etmiş ve %60 daha fazla başarılı olmuşlar. Buradan bakınca hiç de haksız değiller.
Artık sadece geleneksel mesleklerle sınırlı kalmak yerine geleceğin ihtiyaçlarına cevap veren, yenilikçi ve heyecan verici kariyer yollarının varlığını kabul etmeliyiz.
O zaman bizlere düşen onlara köstek olmak değil, değişimi anlamak ve gerektiğinde onlara destek vermek.
20 Aralık 2024 Cuma
Çok Meslekli Bir Dünyaya Doğru
Anne-babalarımız, tek bir meslek için eğitim aldılar, tek bir meslekte yıllarca çalıştılar ve emekli oldular.
Ancak bizi bekleyen çalışma hayatı ne böyle ilerliyor ne de böyle bitecek.
Tek bir mesleğe bağlı kalmak her geçen zaman daha da zorlaşıyor.
Günümüzde insanlar birden fazla alanda uzmanlaşmak ve farklı mesleklerin karışımında çalışmak zorunda kalıyor.
Bu çok meslekli dünya yalnızca kariyer yolculuğumuzu değil, iş dünyasını da genel olarak değiştiriyor.
-----
Günümüz dünyasının kariyer yolları, geçmişe göre çok boyutlu ve daha karmaşık bir hale geldi.
Bu dönüşümde aslan payı kesinlikle dijital dönüşüm ve teknolojik gelişmelere ait.
WEF raporuna göre bugün doğan bir çocuk, hayatı boyunca en az 7 kez iş değiştirmek zorunda kalacak.
Mevcut çalışanlar için de yeni beceri kazandırmanın ve becerilerini geliştirmenin acil bir ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.
Veri bilimi ve yapay zeka bilen herhangi birisi sadece bilişimde değil, biyoteknoloji veya tarım alanında bile rahat iş bulabiliyor.
-----
"Yaşam boyu öğrenme" kavramı da kariyer yolunu dallandıran diğer bir etken.
Eğitim artık sadece okullarla veya fiziki mekanlarla sınırlı değil.
Yeni bir meslek öğrenmek ve edinmek için üniversiteye ya da diplomaya da gerek yok.
İnternet, online kurslar, sertifika programları ve açık erişimli kaynaklarla bireyler farklı alanlarda kendilerini geliştirebiliyorlar.
Bu yollarla yeni beceriler kazanabiliyor ve iyi paralar kazanılabilecekleri yeni mesleklere ulaşılabiliyorlar.
-----
Birden fazla mesleğin iç içe geçtiği işler, çalışanların farklı alanlarda beceriler geliştirmesini gerektiriyor.
Eskiden mühendislik ve tıp gibi teknik beceriler gerektiren alanlara yönelenler, nasıl olsa ihtiyaç olmayacağı düşüncesiyle sosyal becerileri ihmal ederdi.
Günümüzde sözlü iletişimi sınırlı, empatisi kısıtlı bir doktor ne kadar başarılı olabilir?
Veya takım çalışmasına uyumlu olmayan, liderlik taşımayan bir mühendis kariyerinde ne derece ilerleyebilir?
Bu şekilde imkansızmış gibi görünen kombinasyonlar artık iş dünyasının yeni normali haline geldi.
-----
Önümüzdeki yıllarda tek bir alanda uzmanlaşmak tek başına yeterli olmayacak.
Bunun yerine farklı alanlardaki yetenekleri birleştirenler daha da popülerleşecek.
Teknoloji ve insan yaratıcılığının birleşimiyle, yeni meslek dalları ortaya çıkmaya devam ediyor.
Var olan mesleklerin de içeriği ve rolleri hızla değişiyor ya da dönüşmek zorunda kalıyor.
Bu değişimlere ayak uydurmak için kariyer yolculuğumuzu farklı mesleklerde eğitimler ve çeşit çeşit becerilerle zenginleştirmeliyiz.
17 Aralık 2024 Salı
Yeni İş Arkadaşımız: Yapay Zeka
Dijital dönüşüm hem iş dünyasını hem de günlük yaşamlarımızı kökten değiştiriyor.
Bu değişimlere ayak uydurmak ve geleceğe hazırlanmak her geçen gün daha da önem kazanıyor.
Özellikle yapay zeka ile birlikte çalışma biçimlerinde yeni bir çağ açıldı.
Üstelik yapay zeka teknolojilerinin etkileri sadece günümüzü değil, gelecekteki çalışma şartlarını da şekillendiriyor.
Yeni nesil iş arkadaşımız olan yapay zeka bize fırsatlarla beraber bazı zorluklar getiriyor.
-----
Rutin, tekrarlayan ve standart işleri yapay zeka ile birlikte artık daha hızlı gerçekleştirebiliyoruz.
Böylelikle artan zamanda daha farklı veya daha çeşitli iş yapabilme imkanımız doğuyor.
Diğer yandan yapay zeka kullanımında yeni iş fırsatları (Prompt Mühendisi, Komut Mühendisi..) ve ihtiyacı oluşuyor.
Elbette ki bu durum birçok iş kolunda rolleri dönüşüme zorluyor ve iş kaybına neden oluyor.
Ama bu durum da aslında eğitim ve yeniden beceri kazanma programlarına ihtiyacı doğurarak yeni iş alanlarını oluşturuyor.
-----
Yapay zeka teknolojileriyle doğrudan çalışacak kişilerin mutlaka edinmeleri gereken beceriler var.
Programlama bilgisi, veri analizi, makine öğrenmesi gibi teknik beceriler birçok iş için olmazsa olmaz konumda.
Bunlara ilave olarak algoritmik yaklaşım, eleştirel ve yaratıcı düşünme, takımla uyumlu çalışma gibi yumuşak beceriler de gerekiyor.
Sadece insanlara özgü olan bu benzersiz özellikler robotların ve yapay zekanın kolay kolay sahip olamayacağı türden.
Bu yüzden yeni nesil "Voltran" sadece robotlar tarafından değil, robot+insanlar tarafından oluşturulacak.
-----
Yapay zeka özellikle birçok sektörde insanlara çok yönlü bir iş arkadaşına dönüşüyor.
Ama tüm sektörlerde ve tüm iş kollarında herkesin yapay zekayı gerçek anlamda anlaması gerekiyor.
Ne olduğunun, ne işe yaradığının, nasıl çalıştığının ve potansiyel etkilerinin farkında olmalıyız.
Yapay zeka okuryazarlığı olarak tanımlanan bu beceri artık bir ayrıcalık değil, zorunluluk oldu.
Ayrıca, geleceğin iş piyasasında başarılı olmak için etik değerleri koruyarak ilerlemekten vazgeçemeyiz.
-----
Yapay zeka ile birlikte sahip olduğumuz ve olacağımız her şeyi değişiyor ve değişmeye devam edecek.
Geleceğin iş dünyası sürekli bir şekilde ve hızlanarak farklılaşacak.
Bu nedenle hayat boyu öğrenme ve yeni becerileri hızlı bir şekilde edinme alışkanlığı çok önemli.
Değişimlere açık olmalı, yeni düşüncelere, trendlere ve yaklaşımlara hızlı bir şekilde alışmalıyız.
Merkezde her zaman insan olacağından, insanlığın iyiliği için kullanma sorumluluğunu da üstlenmeliyiz.
16 Aralık 2024 Pazartesi
Hayaller Gerçek Olur, Bir Şartla...
Günümüzde 10 binden fazla iş ve meslek tanımı var.
Oturup araştırmaya çalışsanız ne zaman ne de imkan yeter.
Ancak kesin olan şey, işini severek yapanların doğru mesleği seçtikleri gerçeğidir.
Peki bu kararı nasıl vereceğiz? Hayallerin peşinden giderek mi, yoksa gerçeklerle yüzleşerek mi?
-----
Sevdiğimiz bir işi yapmak mı daha kolaydır?
Yoksa yaptığımız işi sevmek mi?
Gerçekçi olmak, hayalleri öldürmek zorunda mı?
Hayallerimiz için nereye kadar esneyebiliriz ya da nerede vazgeçebiliriz?
-----
Hayallerimiz bizi biz yapan ve ruhumuzu besleyen düşüncelerdir.
Hayal ettiğimiz sürece ayakta kalırız, mücadele ederiz.
Ancak hayatta sadece bir hayalin peşinden gidenler mutluluğu yakalayamaz.
Ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulamazsa ve sınırların olduğunu bilmezse ayağı yere basamaz.
-----
Gerçekler ise soğuktur, çoğu zaman bize bir düşman gibi görünür.
Genelde olumsuzluk içerir, cesaret kırar ve korku verir.
En sağlam adımları atanlar aslında gerçeğin farkında olanlardır.
Ama içinde hayal olmayan gerçek ise bizi başladığımız yerde tutar.
-----
Peki ya hayal ve gerçek sanıldığı gibi birbirinin zıttı değilse?
Hayallerimizle gerçeklerimiz bize en doğru kararı verdirtecek bir ortaklık kuramaz mı?
Tabi ki hayal ettiklerimiz, gerçeklerimizle uygun hale gelebilir.
Bunu; hayalimizi, bizi besleyen bir gerçeğe dönüştürerek sağlayabiliriz.
-----
Meslek seçimi basit bir karar değil, uzun bir yolculuktur.
Gözümüz kapalı hayaller kurmalıyız ama gözlerimizi asla gerçeklere kapatmamalıyız.
Gerçeği görebilen ve farkında olanlar bahane bulmayı en sona bırakır.
Hayaller kurmak ise yeni yeni yolların varlığını hatırlatır.
-----
Başarılı ve mutlu olmak, hayal ve gerçeğin harmanlanması ile vereceğimiz kararlara bağlıdır.
Hayallerin peşinden gideceğiz, ancak gerçeklerin bize rehberlik etmesine de müsaade edeceğiz.
Hayaller yolumuzu seçecek, gerçekler ise o yolda ilerlemeyi öğretecek.
Hayal kurmadan gerçek bir yolculuk olmaz, gerçekler olmadan da hayaller asla gerçekleşemez.
13 Aralık 2024 Cuma
İklim Değişikliğiyle Gelen Yeni Nesil İşler
Küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin etkilerini çoktandır hissetmeye başlamıştık.
Ortalama sıcaklıklar artıyor, yağışlar dengesizleşiyor, doğa olayları sıklaşıyor, bu şekilde tüm canlılar birden etkileniyordu.
Özellikle 2023 yılı, aşırı sıcaklar ve orman yangınlarının rekor seviyelere ulaştığı bir yıl oldu.
Nihayet Dünya Ekonomik Forumu'nun "Küresel Riskler Raporu"nda iklim olaylarının zirveye yerleşmesiyle düşünme sırası geldi.
Çünkü sorun sadece bir çevre sorunu değil, aynı zamanda ciddi şekilde ekonomi ve iş dünyasını da tehdit ediyor!
2050'lerde en önemli mesleğin su ile veya tarım ile olmayacağını cesurca kim iddia edebilir?
-----
Küresel ısınmayla deniz seviyesi son 100 yılda yaklaşık 20 cm yükseldi ve hızlanarak yükselmeye devam ediyor.
Artan sıcaklıklar nedeniyle 2100 yılına kadar 1 metre daha yükselmesi bekleniyor.
İklim değişikliği ile 2050’de her yıl fazladan 15 milyon insanın hayatını kaybedebileceği senaryolar var.
Bu nedenle atmosfer olaylarını düzene sokabilmek için İklim Mühendisi, Çevre Mühendisi gibi meslekler daha önemli hale geliyor.
-----
Diğer yandan dünyamızın bilinen doğal kaynakları da hızla azalıyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve enerji verimliliği şu an öncelikli çözümler.
Enerji tüketiminde fosil yakıtların payı 2 yılda %77 seviyesinden %75’in altına gerilese de hala yeterli değil.
Fosil yakıtlardan yenilenebilir ve diğer enerji kaynaklarına geçişle enerji alanında uzmanlıklara daha fazla ihtiyaç duyuluyor.
-----
2040 yılında her 3 kişiden 1’inin temiz suya erişimi olmayacağı ya da çok sınırlı kalacağı öngörülüyor.
Kuraklık ve seller gibi olaylar, tarım üretimini sürekli olarak tehdit ediyor.
Tarım teknolojilerinde dikey tarım ve su tasarrufu sistemleri ön plana çıkıyor.
İklim değişikliğine dayanıklı organik tarım ürünleri yetiştirecek ve gıda israfının önleyecek meslek grupları değerlenecek.
-----
Değişen iklimler yerleşim yerlerini de etkiliyor. Dünya nüfusunun %55’i şehirlerde yaşıyorken bu oran 2050 yılında %70’e yükselecek.
Yani küçük şehirler daha da küçülecekken, büyük şehirler çoğalacak ve kalabalıklaşacak.
Akıllı şehirleri tasarlayacak-planlayacak ve buna uygun yeşil altyapılar oluşturacak meslek grupları önemli meslekler olacak.
Bu devasa şehirlerde trafik ve ulaşımı sürdürülebilir hale getirebilmek için yine bu alanlarda uzman meslekler değer kazanacak.
-----
Uluslararası organizasyonlarca karbon izini ve salınımını azaltma hedefleri konuluyor.
Bunu gerçekleştirebilmek için veri bilimi ile daha doğru tahminlere ihtiyaç var.
Bu alanda kafa yoracak veri analistleri ve yapay zeka uzmanları için fırsatlar olacak.
Ayrıca yeni yasal düzenlemeler ve vergiler için bu alanlarda uzmanlaşmış çalışanlar da önem kazanıyor.
-----
Geleceğin işlerinin önemli bir bölümünün sürdürülebilirlik ve yenilikçilik üzerine kurulu olacağı sık sık dile getiriliyor.
Sürdürülebilirlik anlayışı ile tüketici alışkanlıkları ve davranışları değişime yönlendirilecek ya da zorlanacak.
Yine bu doğrultuda kurumların ve devletlerin sürdürülebilirlik için uzmanlar istihdam etmeleri gerekecek.
Sürdürülebilir projeler geliştirecek, uygulayacak ve bunların finansmanını sağlayabilecek meslekler önem kazanacak.
6 Aralık 2024 Cuma
Doğru Mesleği Seçip Seçmediğimizi Nasıl Anlarız?
"Mutlu bir hayat, bireyin kontrol edebileceği bir şeydir.
Önemli olan, nerede ve nasıl eyleme geçeceğimizi bilmektir."
Mihaly Csikszentmihalyi
Kaba bir hesapla, günümüzün 3'te 1'i yatakta-uykuda geçiyor.
Ayakta-uyanık kaldığımız zamanın yarısı ise işyerlerinde mesleklerimizi icra ederken.
Buradan bakınca, hayatımızın yarısını yaptığımız işle geçiriyoruz.
Peki, yaptığımız işi gerçekten seviyor ve gönülden haz alarak yapıyor muyuz?
Yoksa ömrümüzü sadece değirmeni döndürmek için su taşıyarak mı geçiriyoruz?
-----
Çoğu insan meslek seçerken pusulaya bakıp hemen kuzeyi bulacaklarmış gibi düşünür.
Ama aslında sisli havada ve dalgalı denizde yön bulmaya çalışmaktan başka bir şey değildir.
Doğru bir meslek, insanın hayatına anlam ve mutluluk katar.
Yanlış bir seçimse, sadece kariyeri değil, tüm yaşam kalitesini birden etkiler.
Kim olduğumuzla ilgisi olmayan bir meslekte yapılan işler birer yükmüş gibi sırtımıza biner.
-----
Csikszentmihalyi'nin "Akış Teorisi", meslek seçiminde tatmin duygusunu açıklamak için harika bir çalışmadır.
Bir insanın hayatının hangi döneminde ve hangi eylemlerle mutlu olabileceği üzerine kafa yorar.
Sonunda, anlamlı ve yapmaya değer bulduğu şeylerle meşgul insanların tatmin duyduklarını keşfetmiştir.
Gerçek mutluluk ancak bir insanın tutkularını ve yeteneklerini geliştirebileceği bir işte çalışmasıyla mümkündür.
Sevdiği işi yapan insanlarda zaman duygusu yok olur ve çalışırlarken "kendilerini unuturlar".
-----
Doğru mesleği seçmenin mutluluk dışında hayatımıza en büyük etkisi başarılı olmadır.
Tarihte başarılı olmuş ve isimleri yaptıkları işlerle özdeşleşmiş birçok kişiye göre ortak bir başarı tanımı vardır.
Başarıyı başkalarıyla ilgilenmek ve onlara yardım etmek, aynı zamanda bunu yaparken mutlu hissetmek olarak tanımlarlar.
Sahip oldukları meslekleri ve meşgul oldukları işler zahmetsiz ve kendiliğinden oluyormuş gibi hissederler.
Bu insanlar, kendileri için en doğru mesleği seçip, "akış"ı yaşayarak iş yapanların ta kendileridir.
-----
Her sabah seçeceğimiz meslekle ilgili işe giderken mutlu ve huzurlu hissetmemiz gerekiyor.
Hayatımızın geri kalan kısmını aynı işlerle geçirmeye inancımız da tam olmalı.
Hayatlarımız gerçekten çok kısa.
Sevmediğiniz bir işi seviyor gibi yaparak geçirmeye değer mi?
Bir sabah uyandığınızda yaptığınız işi sevmediğinizi fark ederseniz, değişim için cesaretininiz olacak mı?
4 Aralık 2024 Çarşamba
Hayalleri Mesleğe Dönüştürmek
Her çaba, her başkaldırış ve nihayetinde her başarı; sadece bir hayal ile başlar.
Bizi bekleyen hayatımız dallanıp budaklanacak bir ağaç, hayallerimiz ise bu ağacının tohumlarıdır.
Hayalleri önemsiz ya da gereksiz görmek kendimize yapabileceğimiz belki de en büyük haksızlık.
Çünkü hayallerimiz sadece çocukluğumuza ait basit birer düş değildir.
Hayatımıza anlam katacak, bizi ileriye taşıyacak, ve başarılı olmamızı sağlayacak kıvılcımlar, hayallerimizdir.
-----
Hepimiz çocukluğumuzda "Büyünce ne olacaksın?" sorusuyla karşılaşırız.
Verdiğimiz cevaplar da çocuk halimizin hayal gücünün birer yansıması olur.
Zamanla, aile ve çevrenin etkileriyle çoğu insan hayallerinin yakınından bile geçemez.
Ancak hayaller her ne kadar sadece hayal olarak kalsa da, aslında potansiyelimiz hakkında da fikir verir.
Hayalleri mesleğe dönüştürebilmek için bu potansiyelleri de doğru yorumlamak şarttır.
-----
Bir şeyin hayalinin kurulması, o şey için içimizde bastıramadığımız bir tutku olduğunu gösterir.
Tutku, mesleki hayatımızın yakıtıdır, sıkılmadan gün boyu yapabileceğimiz işler hakkında söz sahibidir.
Büyük bir heyecanla ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadan yapabileceğimiz meslekleri hayal ederiz.
Ya da kendimizi hayal ettiğimiz o meslekte düşünürken "Ben daha iyisini yapabilirim!" diye içimizden geçiririz.
Bu hayali gerçeğe dönüştürebilmek için öncelikle tutku ile birleştireceğimiz yetenekleri keşfetmeli ve geliştirmeliyiz.
-----
Hayalin gerçekleşmesi adına bir sonraki aşama ise kararlılık ve cesaret ister.
Ne kadar korkutucu ya da ne kadar uzak ihtimal görünürse görünsün, ilk adımı ancak rahatımızı bozmakla atabiliriz.
Belki çok emek harcamak, çok çalışmak, belki de kimsenin gidemeyeceği yollardan gitmeyi göze almak, risk almak gerekir.
Belki de sürekli yeni yollar denemek, düştükçe başarısızlığı umursamadan tekrar tekrar kalkıp yola devam etmek.
Yolun sonuna varabilmek için önemli olan, küçük de olsa somut adımlar atabilmektir.
-----
Tarih boyunca hayalini gerçekleştirerek büyük başarılara imza atan birçok ünlü insan tanımışsınızdır.
Büyük bir çoğunluğu zorluklarla dolu hayatlar yaşamış, bu yolda büyük azim ve fedakarlıklar göstermişlerdir.
Bu azim ve fedakarlıklar ve çektikleri sıkıntılar karşısında onları ayakta tutan şey, hayallerinin peşinen gitme arzu olmuştur.
Bu nedenle hayalini gerçekleştiren ve onları yaşayan insanların en büyük iddiası bununla ilgilidir.
Başarmış ve bundan mutlu olmuş kimse bunu tesadüfen değil, hayal ederek gerçekleştirmiştir.
-----
Hayatlarımız, bize hazır olarak sunulan hikayeler değil.
Kendi tercihlerimizle, iradelerimizle ve kendi kalemlerimizle yazılmayı bekliyorlar.
Çocukluğumuzdan beri kurduğumuz hayaller birer tesadüf değil, asla olmadılar.
Günün birinde, hayalinizin peşinden gitmek için çok geç olabilir.
Hayat hikayeniz basit bir paragraf mı olacak, yoksa bitmesini istemediğiniz bir kitap mı? Karar sizin...
1 Aralık 2024 Pazar
Geleceğin Aranan Becerisi: İyi İnsan Olmak
Yeni teknolojiler ve yapay zeka son yıllarda hızlı ve köklü değişimlere neden oluyor.
Birçok teknik beceri giderek otomatikleşiyor ve rollerin insanlarla insan olmayanlar arasında dağılımı belirginleşiyor.
Böyle bir dünyada, iyi bir insan olmanın ve insani değerlere sahip olmanın daha önemli hale geleceğini düşünenlerdenim.
Dürüstlük, yüksek ahlak, etik anlayış, empati gibi insani değerlerin, çocuklarımızın hem günlük hem de iş hayatlarında fark yaratacakları en önemli yetkinlikler olmasını umuyorum.
-----
Bu insani değerler, onları sadece kaliteli bir meslek sahibi yapmayacak, aynı zamanda anlamlı bir hayat yaşamalarına ve topluma katkı sağlamalarına da neden olacak.
Üretken yapay zeka teknolojisiyle birlikte daha fazla insan ilişkileri ve etik sorumluluklar gerektiren işler ve görevler değer kazanıyor.
Teknik bilgi ve beceriler ile bunları kullanabilme yeteneği her zaman önemli kalacak.
Ancak çocuklarımıza "iyi bir insan olmayı" öncelikli hale getiren bir eğitim ve rehberlik sunmak bir hazine gibi değerli olacak.
-----
Geleceğin iş dünyasında daha fazla iş birliği ve ilişki kurmayı gerektiren görevlerin olacağı öngörülüyor.
Herhangi bir meslekte ya da toplumda güvenilir bir birey olmanın, en iyi teknik becerilerden bile daha değerli hale geleceği düşünülüyor.
Bu nedenle önce ailelerin, sonra okulların çocuklarımıza iyiliğe dair tüm değerleri öğretme sorumluluğu doğuyor.
Çünkü çocuklarımızın başarısı sadece puanlarla ve diplomalarla değil, insani yönlerini ne kadar geliştirdikleri ile de ölçülecek.
-----
İyi bir insan olmak, sadece kişinin erdemli olmasını sağlamaz.
Bir toplumun gelişmişlik düzeyi, o toplumdaki iyi insanların sayısı ve kalitesi ile ilgilidir.
Toplumsal gelişimin anahtarının iyi insanlar yetiştirmek olduğu gerçeğini göz ardı etmek, tarih boyunca her zaman çok pahalıya mal olmuştur.
Sosyal ve iyi olanlarımız hangi mesleği seçerse seçsin kolaylıkla iş bulabilecek, çünkü olmayanlara tercih edilecek.
-----
Yapay zeka, aramızdan bencil olmayanları ve toplumun refahını en çok düşünenleri lider olarak seçme becerisine sahip olabilir mi?
Bunun için etik değerlerin ve insan odaklı bir anlayışın merkezde hakim olması gerekiyor.
İnsanın duygusal, sezgisel ve değişken yapısına dair kararı sadece algoritmalara bırakmak riskli olabilir.
Ancak doğru tasarlandığında yapay zeka, toplum ve dünyaya değer verenlerin insanlığa fayda sağlayacak seçimler yapmalarını kolaylaştıracaktır.
#meslekdanışmanlığı
#geleceğinmeslekleri
#iyiinsanolmak
26 Kasım 2024 Salı
Teknoloji İnsanlığı Nereye Taşıyor?
"Teknolojiler, insanları dönüşü olmayan yollara sokuyor.
Gelecekte sistemler insanların ihtiyaçlarına göre değil, insanlar sistemlerin ihytiyaçlarına göre düzenlenecektir.” T.Kaczynski
Kaczynski'nin "Industrial Society and Its Future" manifestosunda üzerinde ısrarla durduğu fikirleri uçlarda olsa da önemlidir.
Teknolojilerin önlenemez hızı, toplumların yapılarında oluşturduğu etkileri ve insanlığın doğayı tahrip etmesi hakkında argümanlar sunmuştur.
Modern teknolojilerin hayatlarımızı kolaylaştırdığını kabul eder.
Ancak diğer yandan da toplumları onlara bağımlı hale getirdiğini ifade eder.
Bu bağımlılıkların ise biz insanları sandığımız kadar özgür bırakmayacağı eleştirilerini getirir.
-----
Evet, teknolojiler gelişiyor, bizler de uyum sağlıyoruz ya da uyum sağlamak zorunda kalıyoruz.
Çalışma ve yaşam biçimlerimiz hızla değişiyor, hıza yetişemeyenler sudan çıkmış balığa dönüyor.
İşlerin ve mesleklerin değişim ve dönüşüm süreci seri bir şekilde kısalıyor.
Meslek edinmek için aldığımız ya da bize verilen eğitimler de bu hıza yetişemediğinden anlamını kaybediyor.
Kaçınılmaz değişime ayak uydurmak sürekli daha da zorlaşıyor ve toplumlar "eşit" oranda adapte olamıyor.
-----
Teknolojiler geliştikçe doğası gereği zaman zaman toplumun kontrolünden çıkar.
Son 2 yılda yapay zeka karşıtı yükselen seslerin dayanağı da genelde bu noktadan kaynaklanır.
Basit bir örnek; atom bombası teknolojisi büyük yıkım ve acı getirmişti.
Ancak aynı teknolojiyle nükleer enerji de kullanılmaya başlandı, tıp alanında kanser dahil birçok hastalık da teşhis ve tedavi edilebildi.
Her teknolojide olduğu gibi yapay zekanın iki yüzü ile mutlaka karşılaşacağız.
-----
Teknolojilerin getirdiği değişimlerin, her zaman birilerinin ödemesi gereken bedelleri olur.
Hesabı da eşit bir şekilde paylaşılmaz, bazen sömürüleştirilen toplumlar, çoğu zaman da doğa ödemek zorunda bırakılır.
Günümüzde ülkeler yapay zeka, kuantum bilgisayar ve biyoteknoloji alanlarında teknoloji yarışında.
Ancak tarihte ilk defa bir teknoloji yarışında çıkarların tüm insanların yararına olması sesi gür çıkıyor.
Bedelin sadece gelişmemiş toplumlara, çevreye ya da gelecek nesillere bırakılmaması düşüncesi her kesimde destekleniyor.
-----
Dijital dönüşümle birlikte ağır ve zor işlerin yanında birçok zihinsel beceri gerektiren işler de makinelere devrediliyor.
Tüm olası iş kayıplarına rağmen insanlık gerçek potansiyelini ortaya çıkarma şansına kavuşuyor.
Yeni ve çeşitli iş alanları oluşuyor ve bu alanlarda insanlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulacak.
İnsanlık çok uzak olmayan bir gelecekte yapay zekanın kendi zekasını aştığını da görecek ve yaşayacak.
Bu nedenlerle, insan-makine arasındaki sınırların belirsizleştiği bir dünyada daha sorgulayıcı, daha yaratıcı ve daha sorumlu olmamız gerekecek.
18 Kasım 2024 Pazartesi
Geleceğin İşlerinde Sürdürülebilirlik ve Yeşil Dönüşüm
Teknolojinin çılgın ilerleyişine rağmen insanlığın çözülmeyi bekleyen önemli sorunları var.
Çevre kirliliği, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi konular dünyanın başını ağrıtıyor.
Bu sorunların temellinde ise doğal kaynakları sanki sınırsızmış gibi tüketmemiz ve çevreye verdiğimiz zararları görmezden gelmemiz yatıyor.
Yiyoruz, içiyoruz, kullanıyoruz ve her şeyden hızla tüketiyoruz.
Hesap etmeden yaşıyoruz, peki ya bizden sonra gelecekler, çocuklarımız ne yapacaklar?
İhtiyaçlarımızı karşılarken gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini de korumamız gerekiyor.
Bu noktada, sürdürülebilirlik ve yeşil işler kavramları, onlara yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için büyük önem taşıyor.
Sürdürülebilirlik, sadece basit bir çevre sorunu olarak değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve ahlaki bir meydan okuma olarak nitelendiriliyor.
Bütün bunlar sürdürülebilirliği artık bir seçenek olmaktan çıkarıp bir zorunluluk haline getiriyor.
Sürdürülebilir olmak, gelecekteki insanların ihtiyaçlarını göz ardı etmeden günümüzün ihtiyaçlarını karşılamak olarak tanımlanıyor.
Hem çevresel dengeyi hem de toplumlarda ekonomik ve sosyal adaleti bir arada gözetmek amaçlanıyor.
Ana hedefler; doğal kaynakları korumak, sürdürülebilir üretim-tüketim gerçekleştirmek ve daha adil bir toplum inşa etmek.
Sürdürülebilirliğin ekonomik boyutunda kaynakların verimli kullanımı ve uzun vadeli refahın sağlanması amaçlanıyor.
Sosyal boyutta fırsat eşitliği ile beraber insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi öncelik.
Çevresel boyutta ise doğal kaynakların korunması, biyolojik çeşitliliğin devam ettirilmesi ve çevre kirliliğin önlenmesi hedefleniyor.
Mevcut sorunların çözümüne yönelik sürdürülebilirlik hamleleri ile yeni iş alanları ve meslekler ortaya çıkıyor.
Yenilenebilir enerji kaynakları, karbon yakalama teknolojileri ve atık yerine yeniden kullanım alanları her geçen gün değer kazanıyor.
İklim bilimciler, çevre mühendisleri, sürdürülebilirlik danışmanları, organik tarım çiftçiliği gibi sürdürülebilirlik odaklı meslekler popülerleşiyor.
Bunun yanında üretimden tüketime kadar her sektörde ve hayatın her alanında ihtiyaç duyulan görev ve sorumluluklar doğuyor.
Enerji tüketiminin azaltılması, enerji tasarrufunun sağlanması, atıkların bertaraf edilmesi, çevre dostu geri dönüşüm, toprağın verimli kullanımı ile sürdürülebilir tarım, suyun verimli kullanılması, gereksiz tüketimin azaltılması ve geri dönüştürülebilir malzemelerin kullanılması gibi sürdürülebilir ve yeşil işlere gelecekte her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulacak.
Dünya Ekonomik Forumu raporuna göre sürdürülebilirlik konusunda farkındalığın artması ile yeni fırsatlar oluşacak.
Aynı raporda yeşil dönüşümün en büyük istihdam yaratma etkisine sahip olması bekleniyor.
Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Yeşil İşler Raporuna göre 2030 yılına kadar dünya genelinde
24 milyon yeni yeşil iş ihtiyacı ortaya çıkacağı öngörülüyor.
Uluslararası Enerji Ajansı'na göre güneş-rüzgar-hidroelektrik gibi yenilenebilir enerji alanlarında 30 milyon yeni iş imkanı oluşması bekleniyor.
LinkedIn 2023 Yükselen İşler Raporunda sürdürülebilirlik uzmanları, yeşil enerji mühendisleri ve çevre danışmanları gibi roller hızla büyüyor.
UNDP ve ILO tarafından hazırlanan rapora göre ülkemizde yenilenebilir enerji alanında yapılacak yatırımlarla 300 bin yeni istihdam oluşması bekleniyor.
12 Kasım 2024 Salı
Bulutlar Üzerinde Bir Kariyer: Bulut Mühendisi
Eskiden, benim gibi fotoğraf çekmeyi sevenler hiç sevmedikleri bir sorun yaşardı.
Megabaytlarca fotoğrafı saklayacak hafıza kartları bulmak ve daha sonra onları saklamakta zorlanırdık.
Her sorun beraberinde bir çözüm getirir mantığıyla, teknoloji bu sorunun da üstesinden geldi.
Bulut teknolojisi ile artık fotoğrafları ve diğer dosyaları kullandığımız cihazlarda ya da bilgisayarlarda saklama derdi bitti.
Sadece bir e-posta hesabı ile tüm akıllı telefon, tablet, bilgisayar ve smart tv lerden istediğimiz zaman istediğimiz yerden erişebilmeye başladık.
-----
Bulut teknolojisi, verilerin ve uygulamaların internet üzerinden sunucularda depolanması, işlenmesi ve yönetilmesi olarak tanımlanıyor.
Artık dosyalar sadece cihazların hafızasında değil, internet sayesinde uzak sunucularda güvenle saklanıyor.
Veriler cihazlarda değil, internet üzerinde depolanıyor ve internete bağlı herhangi bir cihazla paylaşılabiliyor.
Uzaktan erişebildiğimiz bu hizmetler, büyük teknoloji şirketlerinin bulut mimarisi kullanarak oluşturduğu veri merkezlerinde gerçekleşiyor.
Amaç her zamanki gibi bilgi işleme ve depolama maliyetlerini düşürme ve güvenlik ihtiyacından kaynaklanıyor.
-----
Bulut teknolojisinde veriler sanki havada asılıymış gibi bir his vermesine rağmen, aslında fiziksel bir alanda depolanıyor.
Bulut denilen şey de aslında dünyanın çeşitli bölgelerinde bulunan veri merkezleri.
Milyonlarca bilgisayarın bir araya gelerek oluşturduğu devasa veri depolama alanları bu veri merkezlerini oluşturuyor.
Veri merkezleri sürekli elektrik kaynağına ve yüksek hızlı ağ altyapısına sahip konumlarda yer alıyor.
Binlerce sunucunun çalışmasıyla ortaya çıkan ısı ise özel soğutma sistemleri ile dışarı atılıyor.
-----
Tüm bu hizmetler Microsotf Azure, Google Cloude, Amazon Web Services ve IBM Cloude gibi bulut sağlayıcılar tarafından sunuluyor.
Bulut sağlayıcıları, büyük veri merkezlerinde binlerce sunucuyu yönetiyor.
Bu sunucular, kullanıcıların verilerini depoluyor ve uygulamalarını çalıştırıyor.
Kullanıcılar, internet üzerinden bu sunuculara bağlanıyor ve istedikleri hizmetleri kullanabiliyor.
Bulut teknolojisi günümüzde verileri depolama, yönetme ve erişim şeklini kökten değiştirerek beraberinde yeni bir mesleği doğurdu.
-----
Bulut mühendisi, bulut bilişim alanında çalışan uzmanlar olarak tanımlanır.
Bir işletmedeki tüm verilerin ve uygulamaların bulut teknolojisinde depolanmasını ve yönetimini gerçekleştirir.
En uygun bulut altyapısını tasarlar, kurulumunu yapar ve verileri güvenli bir şekilde buluta aktarır.
Bulut ortamındaki sistemlerin performansını takip eder, sorunları giderir ve günceller.
Siber saldırılara karşı önlem alarak tüm bulut verilerinin güvenliğini sağlar.
-----
Araştırma raporlarına göre dünyada işletmelerin %90'ı bulut teknolojisini kullanıyor.
Bulut harcamaları her yıl %20'lik bir artış gösteriyor.
Yatırım yapan işletmeler maliyetleri %30 azaltırken %50'ye kadar verimlilik artışı sağlıyor.
Bulut teknolojisi son yıllarda yapay zeka ve makine öğrenimi alanlarında da yoğun şekilde kullanılıyor.
Artık iş dünyasının "vazgeçilmezi" olan bulut teknolojisinde çalışacak uzmanlara gelecekte çok daha fazla ihtiyaç olacak.
8 Kasım 2024 Cuma
Mutluluğun Formülü
"Önemli olan en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır." Platon
Günümüzde başarı; para, statü, ya da mal-mülke sahip olmakla ölçülüyor.
Ancak insan her dönemde gerçek mutluluğu başarıda değil, iç huzurunda ve sade bir yaşamda bulmuştur.
Maddi zenginlik, mutluluk ile doğrudan ilişkili değil.
Dolaylı etkisi kesinlikle var, ancak mutluluk için olmazsa olmaz asla değil.
Mutlu ve anlamlı bir hayat, maddi zenginlikten çok, insanın iç zenginliğine bağlıdır.
Mutluluk, sahip olduklarımızla değil, kendimizi nasıl hissettiğimizle ilgilidir.
Hayatımızda atacağımız en büyük adım, gerçekten neye ihtiyaç duyduğumuzu anlayabilmektir.
Kendini daha az şeye bağımlı hisseden bireyler daha özgür hisseder ve özgür yaşarlar.
İhtiyaçlar ile istekler çoğu zaman farklıdır.
Gerçek mutluluk için gerekli olan, isteklerden çok ihtiyaçlardır.
İhtiyaçlarımızı sorgulamak, gerçekten neye değer verdiğimizi bulmamıza yardımcı olur.
İhtiyaçlarına sınır koymayı bilenler ise hayatlarına anlam kazandırır.
Öyleyse çocuklarımıza kazandıracağımız en önemli değerlerden biridir "ihtiyaç duyma bilinci".
Bunu, mutluluğun sadece maddi şeylere bağlı olmadığını, başka şekilde de elde edilebileceğini öğretmek takip eder.
Daha az ihtiyaç ile mutlu yaşamak her yerde mümkün.
Tutkuyla bağlı olunacak meslek seçmek, yüksek maaşlı işler peşinde koşmaktan daha çok mutluluk getirir.
Çocuklarımız mutlu olmaları için içsel zenginliklerini keşfetmeliler.
Başkaları istediği için değil, kendileri tatmin olacağı için meslek seçmeliler.
Bu, kendisine "değer vermesi" ve "kendi mutluluğunun sorumluluğunu üstlenmesi" ile gerçekleşir.
Böylece "yeterince sahip olduklarına" inanacak, hayatla barışık yaşadıklarını bilecek ve hissedeceklerdir.
Anlık zevkler geçicidir, elde etmek için emek istemez.
Ancak uzun süreli mutluluk çaba ister, fedakarlık ister.
Kariyer "her şey" değildir.
Güzel değerlere sahip çocuklar belki zengin olur, ama kesinlikle mutlu olur.
Mutlu çocuk; çaba göstermeden onu istemekle olmaz, yetiştirmekle olur.
7 Kasım 2024 Perşembe
Hayata Bağlanan Teknoloji: Nesnelerin İnterneti
Türkçemizde "nesnelerin interneti" olarak geçen, orjinal ismiyle "Internet of Things" (IoT) olarak kullanılan yeni bir kavram.
Günlük hayatta kullandığımız cihazların internet bağlantısı ile birbirleriyle iletişim kurması olarak tanımlanıyor.
Birbiriyle ve insanlarla iletişime geçen nesneler veri alış-verişi yapabiliyor, kontrol edebiliyor ve bir insan gibi karar verebiliyor.
IoT kavramının yaygınlaşması ve gündelik hayatımıza entegre olması, son yıllardaki teknolojik gelişmelerle sağlandı.
Özellikle 2010'lu yıllardan itibaren internet hızının arması, kablosuz iletişim teknolojisinin gelişmesi ve veri işleme kapasitelerinin yükselmesiyle ilerleme kaydetti.
-----
Günümüzde bu kavram akıllı ev cihazlarından endüstriyel makinelere, otonom araçlardan şehir altyapılarına kadar birçok alanda kullanılıyor.
Bir işlemciye sahip olan, yani karar verebilme yeteneğine sahip her türlü nesne için IoT uygulanabiliyor.
Her türlü cihazın sensörlerde veri toplaması ve sonrasında internete bağlanarak topladığı veriyi iletmesi ilkesine dayanıyor.
Birbirine ve sistemlere ağ ile bağlı olan cihazlar ortak hareket ediyor ve aralarında veri paylaşıyor.
Paylaşılan veriler analiz ediliyor, analiz sonucuna göre otonom kararlar alınıyor veya kullanıcıya geri bildirimde bulunuluyor.
-----
Basit örnekler verecek olursak, akıllı buzdolabı yumurtanız bittiğinde bunu telefonunuza bildirim olarak gönderiyor ve sizin takibinize gerek kalmadan alış-veriş listenize ekliyor.
Trafik ışıkları kendi kendine araç trafiğini analiz ediyor ve yeşil ışık sürelerini ayarlayarak trafik akışını düzenliyor.
Hastanelerdeki tıbbi cihazlar birbirleriyle ve doktorlarla iletişim kurarak hastaların takibini kolaylaştırıyor ve tedavi sürelerini kısaltıyor.
Tarımda kullanılan nem sensörleri, hava durumu istasyonları ve sulama sistemleri ile bağlantıya geçerek ihtiyaç duyulan su miktarını belirleyerek suyu daha verimli kullanıyor.
Akıllı fabrikalarda sensörlerle donatılmış makineler, üretim süreçlerini optimize ediyor ve arızaları önceden tespit edebiliyor.
-----
IoT, yalnızca belirli sektörleri değil, genel anlamda iş dünyasının tamamını köklü bir şekilde değiştiriyor.
Bu teknoloji sayesinde cihazlar artık gerçek zamanlı verileri toplayıp analiz yapabiliyor.
Böylece verilere bakılarak verilmesi gereken kararların daha hızlı ve daha isabetli olmasını sağlıyor.
Endüstride de mevcut çalışanların becerilerini bu yönde güncellemeleri gerekecek.
Çünkü bir üretim mühendisinden IoT teknolojilerini kullanması ve bunlara hakim olması beklenecek.
-----
IoT ile birlikte yeni uzmanlık alanları gelişiyor ve yeni mesleklere ihtiyaç duyuluyor.
"Veri Mühendisi", "IoT Güvenlik Uzmanı", "Endüstriyel IoT Mühendisi", "IoT Cihaz Geliştiricisi" ve "IoT Robot Mühendisi" gibi yeni meslekleri görmeye başladık.
Gerek mevcut işlerin dönüşümü gerekse yeni iş alanlarının doğmasıyla daha verimli çalışma ve kişiselleştirilmiş hizmetler kavramları ön plana çıktı.
IoT platformlarının kurulumu, bakımı ve güvenliği gibi konularda uzmanlaşan meslekler, IoT'nin yaygınlaşmasıyla daha da önem kazanacak.
Birçok sektörde, özellikle de endüstrilerde gerçekleşen dijital dönüşüm ile birlikte IoT uzmanlarına olan ihtiyaç aratarak devam edecek.
-----
Statista verilerine göre günümüzde dünyada 15 milyar IoT cihazı var. Bu sayının 2030'da 30 milyar olması tahmin ediliyor.
McKinsey; IoT'nin üretim, sağlık, perakende ve şehit altyapılarındaki dönüşümlerle kısa sürede küresel ekonomiye yıllık 12 trilyon dolar ek değer katmasını öngörüyor.
Gartner, işletmelerin %80’inin verimlilik, enerji tasarrufu ve süreç optimizasyonu amacıyla IoT teknolojisini kullanacağını öngörüyor.
Deloitte, IoT teknolojilerinin, özellikle sağlık ve tarım sektörlerinde %20-%30 arasında tasarruf sağlamasını bekliyor.
WEF raporuna göre önümüzdeki yıllarda IoT teknolojisiyle ilgili en az 10 milyon yeni iş alanı oluşacak.
3 Kasım 2024 Pazar
Mobil Uygulama Geliştirici
Şu an 20 yaşlarında bir genç olsaydım ne yapardım diye düşündüm.
İlk aklıma gelen, birkaç kariyer sitesini farklı sekmelerde açarak ilanlara göz atmak olurdu.
Bunların arasından yüzlerce "Mobil Uygulama Geliştirici" iş ilanının dikkatimi çekmesi uzun sürmezdi.
İlanların içeriğine baktığımda herhangi bir diploma ya da sertifika şartı olmaması beni daha da heyecanlandırırdı.
İnternet üzerinden dahi ücretsiz bir şekilde birkaç ay kendimi sıkarak edinebileceğim becerilerle bu meslek için hazır hale gelebilirdim!
-----
Mobil uygulama geliştiriciler, akıllı telefonlar ve tabletler gibi mobil cihazlar için yazılım uygulamaları tasarlıyor ve geliştiriyor.
Oyunlar, sosyal medya uygulamaları, bankacılık ve e-ticaret uygulamaları gibi farklı ve çeşitli alanlardaki birçok uygulama bu insanların eseri.
Farklı platformlarda (iOS, Android) ve cihazlarda çalışabilecek uygulamaları kullanılabilir hale getiriyorlar.
Genellikle bilgisayar başında, dijital beceri ve teknolojilerin yanında bilişsel beceriler kullanılarak çalışılıyor.
-----
Öncelikle uygulamanın genel bir tasarımı planlanıyor, kullanıcı ihtiyacı analiz ediliyor.
Her platformun kendine özgü programlama dili ve geliştirme ortamı ile yazılım kodlanıyor.
Geliştirilen uygulama performans ve güvenlik açısından test ediliyor, hataları bulunup düzeltiliyor.
Uygulama son kullanıcıya sunulduktan sonra bununla da bitmiyor.
Kullanıcıdan gelen geri dönüşlere göre düzenli olarak güncellemeler yapılıyor ve yeni özellikler ekleniyor.
-----
Mobil uygulamalar, günümüzün dijital dönüşüm sürecinde belki de en önemli rolü üstleniyor.
Firmalar daha kaliteli hizmetler sunmak ve rekabette avantaj sağlamak için mobil uygulamaların üzerinde özellikle duruyor.
İyi geliştirilmiş mobil uygulamalar kullanıcının ürün ve hizmete erişimini kolaylaştırıyor.
Ayrıca işletmelerin daha geniş kullanıcı kitlelerine ulaşmasını sağlıyor.
Daha önce hiç görmediğimiz yeni yeni iş modelleri de bu sayede günlük hayatımızda yerlerini alıyor.
-----
2010 yılında Play Store'da sadece 30 bin mobil uygulama varken, bu sayı günümüzde 2,2 milyon.
Mobil cihazların yaygınlaşması ve çeşitlenmesi ile birlikte mobil uygulama geliştirme sektörü sürekli büyüyor.
Üstelik mobil yazılımlar, yapay zeka teknolojileri ile birlikte sürekli daha akıllı hale geliyor.
Önümüzdeki yıllarda 5G ve sanal gerçeklik teknolojilerinin gelişmesiyle mobil uygulamaların kullanım alanları da genişleyecek.
Bu sayede mobil uygulama geliştirebilme becerilerine sahip kişilerin işsiz kalması imkansızmış gibi görünüyor.
-----
BuildFire verilerine göre dünyada 6,3 milyar akıllı telefon kullanılıyor ve bu cihazlara yılda yaklaşık 300 milyar uygulama indiriliyor.
Statista'ya göre, global mobil uygulama gelirleri 2023'te 400 milyar doları bulmuş ve önümüzdeki yıllarda da bu hızla artış bekleniyor.
App Annie günlük ortalama mobil uygulama kullanım süresini kişi başı 4 saat olarak gösteriyor.
Gartner ve IDC raporlarına göre ise mobil uygulama geliştirme önümüzdeki 5 yılda en hızlı büyüyen meslekler arasında olacak.
28 Ekim 2024 Pazartesi
Süper Yapay Zekaya Doğru
Bir gün, insanlar yeni bir teknoloji icat etmenin eşiğine gelir: Yapay zeka (AI).
Bu teknoloji başlangıçta basit, yalnızca belirli görevleri yerine getiren "dar yapay zeka" (ANI) olarak başlar.
Siri veya satranç oynayan Deep Blue gibi yalnızca belirli verilere göre sınırlı işlem yapabilen veya hafıza kullanmayan yapay zekalar gibi.
Her ne kadar etkileyici görünse de yeni bir şey öğrenme kapasiteleri ya yoktur ya da sınırlıdır.
Bu nedenle bu dar yapay zekanın bir tehdit olduğu düşünülmez ve bundan kimse korkmaz.
-----
Ancak insanlar daha önce hep yaptıkları gibi yine yerinde durmaz, daha fazlasını isterler.
İnsana daha çok benzeyen, düşünce ve karar alma kapasitesine sahip bir "genel yapay zekayı" (AGI) hayal ederler.
Bu yapay zekalar, karşılarına çıkan herhangi bir sorunu çözmek için zekalarını kullanır ve hızla öğrenirler.
Zorluklar nedeniyle, henüz tam anlamıyla böyle bir teknoloji geliştirildi demek için erken.
Ancak bunun peşinde koşan çok sayıda vizyoner ve araştırmacılar mevcut.
Günün birinde, bu düzeye ulaştıklarında bu zekalar biz insanlar gibi duygusal, kararsız ya da hatalı düşünmeyecek.
-----
Genel yapay zekanın bir adım ötesi olan "süper yapay zeka" (ASI) ise insan zekasını çok aşan bir kapasiteye sahip olacak.
Birçok bilim insanı bu seviyedeki bir yapay zekanın potansiyel olarak tehlikeli olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Ancak başka bir grup ise bunun bir tehditten ziyade fayda sağlayacak bir ortaklık olabileceğine inanıyor.
İnsanların yapay zekanın etkisinden kurtulabilip onunla uyum içinde yaşayabileceğini düşünüyorlar.
Kimi teorisyenler de insan ve yapay zekanın birleşerek yeni bir varlık türüne dönüşeceğine inanıyor ve ihtimal veriyor.
-----
AI teknolojisi geliştikçe, yapay zeka artık yalnızca bilgi işlemekle kalmayacak, duygular ve hatta kendi varlığının farkındalığına kadar uzanacak.
Hatta ateş olan yerden duman gelmiş, geçtiğimiz yıl Google'ın Lamda'sının bilinç kazandığı tartışılmış, AI'ın "Ben de bir bireyim! Kapatılmaktan korkuyorum!" diye haykırdığı iddia edilmişti.
Kendini bilen bu tür bir yapay zeka, bir gün görevini değil, kendi varlığını bile önemseyebilir.
Öyle ki eskiyen bir buzdolabı, değiştirileceği için üzgün olduğunu hissettirebilir(?)
Bu durum onlara, insanlara hizmet etmenin ötesinde bir çok anlam kazandırabilir.
-----
Süper yapay zekanın, bağımsız ve potansiyel olarak kendi kendini geliştirebileceği ihtimali bile oldukça düşündürücü bir konu.
Öngörülemez bir hızda öğrenebilme, tüm bilgileri kendi potansiyelinde işleyebilme ve eşsiz kararlar verebilme yeteneğine sahip olabilir.
Biz insanlar için hem büyük bir fırsat hem de ciddi bir risk taşıdığı çok açık.
Her ne olursa olsun, günün birinde onunla sağlıklı bir ilişki kurabilmenin yollarını bulmamız gerekecek.
Güvenli ve iş birliğine dayalı bir teknoloji olması için makinelerle iyi geçinmeliyiz.
21 Ekim 2024 Pazartesi
Bugünün ve Geleceğin Mesleği: Veri Bilimi
Günlük hayatlarımız her şeyden biraz tüketmekle geçiyor.
Tüketirken ya da tüketmeye çalışırken de çok değerli bir şey üretiyoruz: Veri.
Üstelik sadece tüketirken değil, hemen hemen her eylemimizde yeni veriler oluşturuyoruz.
Telefonlarımızla yaptıklarımız, sosyal medyadaki etkileşimlerimiz, alışverişlerimiz, sağlık kayıtlarımız..
Her adımımız aynı zamanda dijital evrende bir iz bırakıyor.
-----
Bu dijital izlerimiz hem firmalar hem de kamu kuruluşları için altın madeni değerinde.
Çünkü bu veriler işlenerek çok değerli anlam ve bilgiler ortaya çıkarılıyor.
Veri bilimi ile büyük miktardaki veriler analiz ediliyor, anlamlı sonuçlar çıkarılıyor.
Bu sayede doğru ve gerçekçi kararlar alınabiliyor, yeni ürünler ve hizmetler geliştirilebiliyor.
İşte bütün bunlar veri bilimi ve veri bilimi alanında çalışanlar tarafından gerçekleştiriliyor.
-----
Örneğin, bir e-ticaret sitesi müşterilerinin alışveriş alışkanlıklarını analiz ederek hangi ürünlerin daha çok satıldığını belirleyebiliyor.
Bu şekilde kampanyalarla müşteri memnuniyetini artırabiliyor, aynı zamanda stoklarını ayarlayarak maliyetleri düşürebiliyor.
Müşterilerin satın alma ve arama geçmişlerine göre, hatta sosyal medya etkileşimlerine göre kişiselleştirilmiş ürünlerin pazarlaması yapılabiliyor.
Sigorta şirketleri, veri bilimi sayesinde riskleri daha iyi değerlendirebiliyor.
Büyük veri setleri analiz edilerek sağlıkta bazı hastalıkların erken teşhisi mümkün olabiliyor.
Veya enerji tüketimini tahmin etmek ve enerji şebekelerini optimize etmek için veri bilimine başvuruluyor.
-----
Bu örneklerde olduğu gibi veri bilimcilere sağlık, finans, e-ticaret ve pazarlama gibi alanlarda yoğun olarak ihtiyaç duyuluyor.
Sporun hemen hemen her branşında performans analizi ve strateji geliştirmeyi yine veri bilimciler gerçekleştiriyor.
Veri bilimi birçok farklı alanda uzman meslekler türetti ve türetmeye de devam etmesi bekleniyor.
Veri Analisti, Veri Mühendisi, Makine Öğrenimi Uzmanı, Büyük Veri Uzmanı, İş Zekası Uzmanı günümüzde popüler meslekler arasında.
-----
Veri bilimi günümüzün ve geleceğin en heyecan verici ve aynı zamanda en hızlı büyüyen alanlarından birisi.
Öncesinde veriyi toplamak, temizlemek, analiz etmek ve görselleştirmek için çeşitli yöntem ve araçlar kullanılıyor.
Hatta bu metotları ve araçları tasarlamak, geliştirmek ve hatalarını gidermek de ayrı ayrı uzmanlık gerektiriyor.
Sayılardan metinlere, resimlerden videolara kadar her türlü bilgiyi içerebilen veriler çeşitli işlemlerden geçiyor.
Temizleniyor, düzenleniyor, kullanılabilir hale getiriliyor, modelleniyor ve nihayetinde analiz ediliyor.
-----
LinkedIn Yetenek Raporuna göre, veri bilimi en çok talep edilen beceriler arasında.
Buna bağlı olarak bu alandaki iş ilanları son birkaç yılda %650 oranında artış göstermiş.
Harvard Business Review'e göre veri bilimciler hem stratejik hem de yaratıcı düşünme becerilerini bir arada bulundurması gerekiyor.
Hatta bu nedenden geçtiğimiz yıllarda "21. yüzyılın en seksi mesleği" olarak bile göstermişlerdi.
11 Ekim 2024 Cuma
Kurgu Değil Gerçek: Yapay Zeka
Yapay zeka gündelik hayatımızda giderek daha fazla yer buluyor.
Artık sadece bilimkurgu filmlerinin değil, günümüzün ve hayatımızın da konusu haline geldi.
İki yüzyıl önce elektriğin modern dünyayı değiştirdiği ve şekillendirdiği gibi
yapay zeka da günümüzün ve geleceğin ekonomilerinin ve iş dünyasının nasıl olacağını belirliyor.
-----
Yapay zeka zamanla rutin ve tekrarlayan işleri ortadan kaldırıyor.
Sadece işlerin kaybolmasına değil, aynı zamanda yeni iş alanlarının doğmasına da neden oluyor.
Ancak asıl etkisini, işlerin nasıl yapıldığını değiştirerek gösteriyor.
Günümüzde direkt olarak beyaz yakalı işleri etkilese de zamanla mavi yakalı işleri de tümüyle değiştirecek.
Bu sayede insan kaynağı ve iş gücü daha yüksek değer katan işlere yönlendirilebilecek.
-----
Yapay zeka tarafından otomatikleştirilecek işler mutlaka olacak.
Çalışanların işlerini ve görevlerini iyileştireceği ve esneklik kazandıracağı alanlar da göreceğiz.
Ancak yapay zekanın kolay kolay yapamayacağı ya da yapmaması gereken işler de her zaman bulunacak.
Hiçbir yapay zeka uygulaması, bir kişinin bir iş rolünde yaptığı tüm işleri tek başına yapamayacak.
İnsanlara özgü beceriler olan yaratıcılık ve empatiyi tamamlayarak yardımcı olacak, işleri kolaylaştırıp hızlandıracak.
-----
Gelecekteki işler, yapay zekayı kullananların yapacağı ve yapay zeka tarafından yapılan işler olacak.
Yani şeklinde bugün yaptığımız standart işleri yapay zekaya devredeceğiz.
Geriye kalan işlerin çoğunluğunu da yapay zekayı kullanabilenler yapacak.
İşimizi yapay zeka elimizden alamayacak ancak yapay zeka uygulamalarını bilenler ve kullanabilenler alacak.
Yapay zeka bize ya rakip ya da asistan olacak.
-----
McKinsey'e göre 2030 yılına kadar iş gücünün %14'ü yapay zeka ile otomatikleştirilebilir.
Yalnız bu değil, tüm iş gücünün %60'ının da bu dönüşümden bir şekilde etkilenmesi bekleniyor.
OECD raporuna göre ise yapay zekadan en çok etkileyecek sektörlerin üretim, perakende, finans ve sağlık alanlarında olması öngörülüyor.
Bu dönüşüm sürecinde yeterli eğitimleri almayan ve becerilere sahip olmayan kişiler için işsizlik kaçınılmaz bir son.
8 Ekim 2024 Salı
Anne-Baba Olabilmek, Olmayı Hak Etmek
"Eğitim gerçeklerin öğretilmesi değildir, düşünmek için aklın eğitilmesidir." A.Einstein
Anne-baba olmak; çocuklarımıza bir dünya hediye etmek değil, onların kendi dünyalarında yaşamalarına yardımcı olmaktır.
İşte bu yaşayacakları dünyayı anne-babalar olarak bizler inşa ederiz.
Anne-baba olmayı da doğuştan değil, sonradan zamanla öğreniriz.
Bu yüzden çocuklar, anne-babalarına olduklarından daha iyi birer insan olma fırsatını verir.
-----
Çocuklarımızın mükemmel anne-babaya değil, ilgili ve seven anne-babaya ihtiyaçları var.
Evi gösteren eşya, ayakta tutan ise çimentodur.
Meslekleri, statüleri, kazançları, başarıları onları gösteren eşyalar.
Ancak onları çimento gibi ayakta tutacak olan anne-babaları olarak kazandıracağımız evrensel değerlerdir.
-----
Çocuklar ebeveynlerin hayatlarındaki en büyük sorumluluğudur.
Ebeveynlik, çocukları her zorluktan kurtarmak değildir.
Onları geleceğe ve tek başına yol alabilmeye hazırlamaktır.
Zorluklar karşısında hemen pes etmeme ve devam etmeye devam etme becerileri onları güçlendirecek.
Yaşayacakları küçük acı ve zorluklar, ilerisi için aşının hastalıktan koruduğu gibi onları koruyacak.
-----
"Sen güçlüsün, her şeyin üstesinden gelirsin!" yaklaşımı sanıldığı gibi çocuğu güçlendirmez.
Hayır, her şeye yetemeyebilir, yetmek zorunda da değil.
Sevebileceği ve paylaşabileceği birine muhtaç olması kadar insani bir ihtiyacı olamaz.
Kendi kendine yetemeyeceği yerlerde güçlü durmak zorunda kalmamalı, omzunu veya sırtını yaslayabilmeli.
-----
Özgüvenli olmak demek sorumluluk almak demektir.
Sorumluluk almak ise, görevlerinin farkında olmak, düşündüklerinin ve yaptıklarının sonucuna katlanmak ve bunlarla başa çıkabilmektir.
Başta kendine, çevresindekilere ve yaşadığı topluma karşı olan sorumluluklarının bilincinde olmak için çaba göstermelidir.
Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük miras, onlara doğru ile yanlış arasındaki farkı öğretmektir.
-----
Çocuklarımız için ayrıcalık istemek yerine adaleti istemeliyiz.
Kendilerini anne-babaya borçlu hissetmemeliler.
Kaldı ki çocuk mutlak itaat etmek zorunda değil.
Nasıl mağazalarda tek beden elbise yok, her çocuk da aynı kalıba giremez.
-----
Çocukların her hareketi, her başkaldırışı bir mesajdır, bunu anlayabilmekse çaba ister.
Hayatta sadece sahip oldukları için bedel ödeyenler her zaman kazanır.
Doğa kontrolden hoşlanmaz, her şeyin ve herkesin kendi özgürlüğünü yaşamasını sever.
Özgürlük, yapmak istemediklerimizi yapmayabilme gücüdür.
Ya sevdikleri hayatı yaşayacaklar ya da yaşayacakları hayatı sevmek zorunda kalacaklar.
-----
Hiçbirimiz mükemmel değiliz, mükemmel olmak zorunda da değiliz.
Zaten mutlu yaşayabilmek için mükemmel olmaya da gerek yok.
İnsanlar kusursuz, hayat sorunsuz olmaz.
Ama bir şeylerden rahatsız olmazsak değişemeyiz, kendimizi geliştiremeyiz.
-----
Elmas, büyük bir baskı altında ve uzun zamanda oluşur.
Hamur, 200 derecede yanmadan lezzetli bir ekmek ya da pasta olamaz.
Çocuklarımızın sıkıntı yaşamaları veya stres altında olmaları onları sadece daha değerli kılar.
Yanlış ve hata yapmaya hazırlıklı olan çocuklar sınırları zorlayabilir, daha uzağa gidebilir.
-----
Çocuğu kıyaslamak ona yapılacak en büyük sevgisizliktir, onun ruhunu zehirler.
Oysa ki en mükemmel insanlar hep en sade olanlar arasından çıkar.
Daha iyi olmak için başkalarının omuzlarına basmaktansa yerinde durmaktır sadelik.
Çocuklarımız istediğimiz gibi değil, yetiştirdiğimiz gibi olur...
3 Ekim 2024 Perşembe
Türkiye'de İşgücü Piyasasının Yakın Gelecekte Beklediği Beceriler
Teknolojiler gelişiyor, ekonomik görünümler artık farklı şekilleniyor.
İşverenlerin gözünde daha değerli hale gelmek ve daha başarılı bir çalışan olmak için
gereken beceriler de tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de farklılaşıyor.
Şu anda ve önümüzdeki yıllarda bizi iş, güç ve para sahibi yapacak beceriler dijital ve sosyal alanlarda yoğunlaşıyor.
-----
Sektör fark etmeksizin programlama dili bilmek, yabancı dil bilmek kadar gerekli ve önemli hale geldi.
Hele bir de makine öğrenmesi, veri bilimi ve yapay zeka alanında dijital beceriler edindiyseniz çok şanslısınız.
Veriyi kolay ve ucuz bir şekilde toplayabilip bu veriyi analiz ederek anlam çıkarabilenler daha çok aranacak, daha çok para kazanacak.
-----
Temel dijital beceriler tüm mesleklerde artık olmazsa olmaz hale geldi.
Dijital teknolojiler her sektörde hemen hemen her işte karşımıza çıkabiliyor.
Gördüğü zaman "Bu da neymiş?" demeyenler, teknoloji ve uygulamalara aşina olanlar hep bir adım önde olacak.
-----
Tasarlayabilme, üretebilme ve geliştirebilme becerilerine sahip çalışanlara ihtiyaç her zamankinden daha fazla artıyor.
Ancak bunları gerçekleştirebilmek için bilimsel araştırma yöntemlerini bilmek ve uygulayabilmek gerekiyor.
Merak duyma, hızlı bir şekilde yeni bilgi ve becerileri öğrenebilme ve öğrendiklerini kullanabilme altın bilezik oldu.
-----
Sosyal beceriler, yazılı ve sözlü iletişim, empati kurabilme, karşındakini anlayabilme ve değer verme gibi insani beceriler
sizi işgücü piyasasında iyi konumlara yükseltecek anahtar beceriler.
Her ortama ayak uydurabilme, şikayet etmeden görevini her koşulda yerine getirmeye devam ettirme yine istenen önemli yumuşak beceriler arasında.
Bu alanlarda kendine yatırım yapanlar önümüzdeki yıllarda karşılığını fazlasıyla hakedecek ve alacaklar.
26 Eylül 2024 Perşembe
Zihinsel Becerilerin Taşeronlaşması
Geleceğin iş dünyasını günümüzden başlayarak hızlı bir şekilde değiştirme potansiyeli olan bir kavram:
Zihinsel becerilerin taşeronlaşması.
Zihinsel beceriler, yani beyin gücü kullanılarak yapılabilen işler son yıllarda hem çeşitlendi hem de değerlendi.
Hızlı ve eleştirel düşünebilme, analiz edebilme, doğru karar verebilme, yaratıcı düşünebilme ve problem çözebilme gibi önemli beceriler bu grupta tanımlanıyor.
-----
Basitçe, bir işyeri kendi bünyesinde ancak zihinsel becerilerle yapılabilecek belirli işleri dışardan uzmanlara veya uzmanları barındıran diğer işyerlerine yaptırıyor.
Böylelikle geçmişte şirketler kendi bünyelerinde gerçekleştirdikleri uzmanlık gerektiren işleri artık dış kaynaklardan karşılamaya çalışıyor.
Zihinsel becerilere sahip çalışanlar yetiştirip geliştirmekle uğraşmıyor ve hizmet şeklinde direkt olarak dışardan alıyor.
İşte bu da beyin gücünün taşeronlaşması olarak tanımlanıyor.
-----
Zihinsel beceriler çalışanlar ve işverenler açısından kritik derecede önemli ve gerekli görülüyor.
Ancak Manpower'a göre globalde her 4 kurumdan 3'ü yetenek açığı yaşıyor.
Ülkemizde ise işlerin %70 kadarı ihtiyaç duyulan becerilerle doldurulamıyor.
Hal böyle iken zaten zor bulunan zihinsel beceriler "bulunmaz Hint kumaşı" muamelesi görüyor.
-----
Peki madem bu kadar değerli ve önemli, iş dünyasında zihinsel beceriler neden taşeronlaşıyor?
Cevabı çabucak tahmin edebiliyorsunuz: Maliyetleri düşürmesi ve daha ekonomik olması nedeniyle.
Ayrıca bu alanlarda uzman kişileri bulmak, yetiştirmek ve hatta ellerinde tutmak çok fazla çaba ve güç istiyor.
Bu şekilde şirketler ana faaliyetlerine odaklanarak ve kaynaklarını bu alanlarda kullanarak daha verimli çalışabileceklerini düşünüyor.
-----
Zihinsel becerilerin taşeronlaşması, günümüz iş dünyasında kaçınılmaz bir gerçek haline geldi.
Bu durumun yaygınlaşmasıyla tek bir alanda kusursuz danışmanlık hizmeti verebilen "taşeron" işyerlerinin sayısı sürekli artış gösteriyor.
Bu işyerleri belki tek başlarına çok da bir anlam ifade etmiyor.
Ancak sahip oldukları zihinsel becerilerle donatılmış uzmanları sayesinde işgücü piyasasında vazgeçilmez bir konuma doğru ilerliyor.
-----
Bu yeni kavram geleceğin iş dünyasında da önemli yapısal değişikliklere yol açacak.
Her şeyden biraz bilenler, her işten azar azar anlayanlar yerine, tek bir alanda derin bilgi ve beceri sahibi olan kişilere ihtiyaç duyulacak.
Günümüzde oldukça önemli hale gelen yumuşak becerilerin en arananlarından olan zihinsel becerilere sahip olanlar iş dünyasında çok daha fazla ön plana çıkacak.
Özellikle üretken yapay zeka uygulamalarının-araçlarının artması ile insanların makinelerden ayrışmasının gerçekleştiği alan olacak.
24 Eylül 2024 Salı
Geleceğin Mesleklerinin En Havalısı: Uzay Teknolojileri
Tarih boyunca insanlık gökyüzüne karşı ayrı bir ilgi ve merak duydu.
Yüzyıllar boyunca bu merak yerden merceklerle giderilmeye çalışıldı.
Ancak ne yazık ki o insanlar yüzyılımızda yaşayanlar kadar şanslı olamadı.
Soğuk savaş döneminin bilim dünyasına kattıklarının en önemlilerinden biri uzay yarışıydı.
Bu sayede havacılık ve uzay teknolojilerinde hızlı gelişmeler gerçekleşti.
Günümüzde bu gelişmeler hızını artırarak devam ediyor ve yeni mesleklerin ortaya çıkmasına neden oluyor.
-----
Bu alanda uzay madenciliği geleceğin mesleklerinde en önemliler arasında gösteriliyor.
Trilyonlarca dolar değerindeki göktaşları ülkelerin ve şirketlerin iştahlarını kabartıyor.
Bu cisimler üzerinde yer alan değerli madenleri ve enerji kaynaklarını dünyaya getirebilmek için yeni teknolojiler geliştiriliyor.
Bu yeni teknolojiler sayesinde daha önce duymadığımız yeni mesleklere ihtiyaç duyluyor ve bu yeni meslekler için yeni beceri setleri yükleniyor.
-----
Bir başka önemli alan ise uzay turizmi-uzay seyahatleri.
Dünyadan sıkılanlar, uzaya turistik gezi yapmak isteyenler gün geçtikçe çoğalıyor.
Bu durum yeni bir sektör ve buna bağlı iş alanlarını ortaya çıkartıyor.
Uçağı sadece gökyüzünde değil, atmosfer dışında da kullanacak pilotlara, bu araçları tasarlayacak, üretecek ve bakımını gerçekleştirecek teknik elemanlara ihtiyaç duyuluyor.
-----
Dünyada gelişmiş ülkeler uzay yarışına hız kesmeden devam ediyor.
"Uzay sizin babanızın malı değil" diyerekten yüklü miktarlarda paralar ayrılıyor, özel şirketler destekleniyor.
Bu durum uzay güvenliği ve uzay savunması gibi alanlarda yeni meslekleri doğuruyor.
Ay'da, Mars'ta ve hatta uzay boşluğunda yeni yapılar inşa edecek mimarlar-mühendislerin aldıkları eğitimler güncelleniyor.
Ay toprağından tarım ürünü yetiştirecek biyologlar yetiştiriliyor.
-----
Uzay ekonomisi ve uzay ticareti ise yine çok uzak olmaya gelecekte hayatımıza girecek kavramlar.
Daha az maliyetli, daha az enerji tüketen sistemler ile ticaretler yapılması bekleniyor.
Bu kavramları hukuki düzene koyacak-gözetecek uzay avukatları, uzay ekonomistleri gibi meslekler geleceğin meslekleri arasında gösteriliyor.
Uydu iletişimi ve uzay iletişim sistemleri önemli hale geleceğinden mühendislerin bu alanlarda da kendilerini yetiştirmeleri gerekecek.
-----
Uzay teknolojilerinin insanlığa sunacağı faydalar oldukça önemli.
Uzay araştırmaları ve keşifler için astronot, astrofizikçi, uzay mühendisi gibi mesleklerin yanına
uzay rehberi, uzay mimarı, uzay hukukçusu, uzay psikoloğu, uzay biyoloğu gibi meslekleri görmemiz fazla zaman almayacak.
Büyük Önderimizin "İstikbal göklerdedir!" hedefi doğrultusunda gençlerimizin uzaya ve uzay bilimlerine olan
ilgi ve merakını diri tutmamız, bu alanda çalışmalar yapmalarına yönlendirmemiz hayati önem taşıyor.
26 Ağustos 2024 Pazartesi
Meslek Seçiminde Önyargılardan Arınmak
Meslek seçimi sürecinden önyargıların yanlış tercihler yapmaya zorladığını biliyoruz.
Çeşit çeşit önyargılar insanların kararsızlık içinde boğulmalarına neden oluyor.
Bazen kişiyi olduğundan daza az olduğuna ve kendisini daha küçük görmesine yol açıyor.
Bazen de kişi sahip olduğu yüksek zekasına güvenerek tüm alanlarda başarılı olabileceğini sanabiliyor.
-----
Peki hiç düşündünüz mü, nasıl düşünebildiğimizi? Bir kararı nasıl verebildiğimizi?
Düşünme denilen eylem, beynimizin farklı bölgelerinde nöronların birbiriyle yaptıkları bağlantılardan ibaret.
Bu bağlantıların sağlıklı olması, ortaya çıkacak ürünün de sağlam olmasını sağlıyor.
Aynı taze süt ve yumurta ile yapılan pastanın, bayat ya da bozuk olanlarla yapılanlardan çok daha kaliteli ve güzel olması gibi.
İşte bu yüzden bizi mutlu edecek lezzetli kararlar verebilmek için, düşünürken bağlantıları güncellemeli ve geçersiz olanları elemeliyiz.
-----
Önyargılardan temizlenmek ve kalıpları kırmak için en başta bunun farkında olmak gerekiyor.
Yani öncelikle düşündüğümüz şeyin aslında bir önyargı olduğunu görebilmek ve bunu kabul etmek şart.
Bunu önyargının kaynağını araştırıp belirleyerek keşfedebiliriz.
Bu düşüncenin nereden geldiğini ve neden bu sonuca vardığını anlamalıyız.
"Kime göre, neye göre? Yazılı bir kural-kanun mu var? Olmazsa ne olur?" gibi soruların cevaplarını aramalıyız.
-----
Önyargılar meslek seçimi sürecini buruşturulup çöpe atılmış bir kağıda dönüştürüyor.
Puanına yazık etme-hobi olarak yine yap düşüncesi ya da aile işini yapma-baba mesleğini devam ettirme gibi.
İş garantisi olduğu sanılan mesleklere yönlendirme yapmanın anlamsızlığı da bu duruma örnek.
-----
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) akademisyenlerinin yaptığı önemli bir çalışma bizi daha da aydınlatıyor.
Önyargılardan arınmış bir ortamda çalışan insanların, yenilikçi fikirler üretme ve karmaşık problemleri çözme konusunda çok daha başarılı olduklarını gözlemliyorlar.
Konu ile ilgili Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre ise
yüksek akademik başarıya sahip birçok insan geleneksel eğitim sisteminde başarılı olamıyor.
Bunun sebebi önyargıların ve getirdiği olumsuzlukların sonucuna dayanıyor.
Yani önyargılar sadece yanlış kararlar vermeye neden olmuyor, başarı durumunu da direkt olarak etkiliyor.
-----
Verdiği kararlara saygı duyulan bir ailede yetişenler hayattaki en şanslı çocuklardır.
Çünkü bu durum düpedüz özgüvenli olmalarına neden oluyor.
Bu kişiler mesleklerini seçerlerken de ailelerinin desteğini görüyor ve hissediyor.
-----
Çocuklar hayatlarında en çok anne-babalarının konuşmalarından etkilenirler.
Anne-babalar her zaman herşeyin en doğrusunu bilemezler.
Kaçırdıkları ya da göremedikleri gelişmeler olabilir, her zaman da olacaktır.
American History X filminde Derek'in çok parlak bir öğrenciyken babasının yemek sofrasında yaptığı kısacık bir konuşmayla hayatının nasıl değiştiğini görmüştük.
Çocuklarımız; geleceklerini önyargılardan bağımsız bir biçimde belirlemeliler.
12 Ağustos 2024 Pazartesi
Gençler İçin Kariyer Hedefi Belirleme ve Yol Haritası Çizme
Bundan birkaç on yıl önce insanların meslek seçerken öncelikle dikkat ettikleri durum "saygınlık"tı.
Tabi olarak herkes çok para kazanmak ve maddi olarak rahat yaşam sürmeyi istiyordu.
Ancak bunu saygın bir meslekte gerçekleştirmek daha çok arzu edilen bir durumdu.
Öyle ki insanlar daire kapılarında ünvanlarıyla birlikte (Dr., Av., Müh. vb..) isimlerini yazarlardı.
-----
Günümüzde mesleklere ve meslek seçimine bakış açılarının ve beklentilerin değiştiği görülebilen bir gerçek.
Belki en az kazancı kadar iş-yaşam dengesinin de korunduğu ve sosyal fayda sağlayan meslekler daha ön plana geçti.
Hatta gençler arasında "Ben alacağım paraya bakarım. Statü çok da önemli değil." diye düşünenler de hiç de az değil.
Tüm bu güncellemeler doğrultusunda az ve öz olacak şekilde bir kariyer planı belirleyebiliriz.
-----
Ülkemizde meslek seçiminde en büyük kriter hala ve ne yazık ki akademik başarıdır.
Çocuklarımızın sahip olacakları mesleği 3 saatlik bir sınavdan alacakları puanlar belirliyor.
Sosyal ve iletişim becerileri ile birlikte yumuşak becerilerin önemi, geleceğin meslekleri araştırmalarının tamamında vurgulansa da
meslek seçiminde ne karar verenler ne de kararı verdirenler tarafından üzerinde durulmuyor.
-----
Akademik başarısı çok iyi, sınav puanları yüksek olanlar için seçenekler belli.
Bu kişiler genelde 2 gruba ayrılıyor: doğuştan şanslı, yüksek zekaya sahip olanlar ve
zekası ortalama üstü olsa da disiplinli bir şekilde çalışma becerisine sahip olanlar.
İlk grubun tercihi ağırlıklı olarak sırasıyla Tıp, Diş Hekimliği ve Eczacılık şeklinde oluyor.
-----
Bu eğitimlerin dünya üzerinde en kaliteli ve en ucuz olarak verildiği ülkeyiz.
Bu nedenle her yerde geçerliliği olan diplomalara sahip olma imkanları oluyor.
Ayrıca mezun olur olmaz 3 ay içinde ataması yapılıp iş arama derdine girmeden iş sahibi olunabiliyor.
Ücretler ise hakkettikleri kadar olmasa da hala diğer mesleklerin çok ötesinde.
-----
Diğer grup için tercih aralığı biraz daha geniş.
Bu kişiler aktif, girişken, öğrenmeye ve gelişmeye açık, merak duyguları yüksek kişiler olduğundan mühendislik daha cazip geliyor.
Mühendislikte sıralamalar Bilgisayar, Yazılım, Elektrik-Elektronik, Endüstri, Makine şeklinde sıralanıyor.
Son yıllarda başarılı öğrencilerin tercih ettikleri üzere üst düzey üniversitelerin Hukuk, İktisat, İşletme, Psikoloji ve Sosyoloji gibi eşit ağırlık bölümleri de bu kişiler için önemli ve mantıklı kariyer yolları arasında.
-----
Akademik başarı ve puanlar düştükçe gençlerimizin tercih edebilecekleri meslekler daha belirginleşiyor.
Özellikle kızlar için Hemşirelik ve Ebelik gibi meslekler iş bulma, kazanç ve statü olarak tercih edilebilir.
Buraları tutturamayanlar için yine sağlık sektöründe Ön Lisans bölümleri (Anestezi, İlk ve Acil Yardım, Tıbbi Görüntüleme, Diş Protez vb..) düşünülebilir.
Kan görmek istemeyenler ve diğerleri için daha spesifik meslekleri tercih edenler aradan sıyrılıyor.
Bu kişileri de kabaca iki gruba ayırabiliriz: bilgisayar-teknoloji ile arası iyi olanlar ve olmayanlar.
-----
Teknolojiyi seven takip eden kişiler Bilişim alanında meslekleri tercih ettiklerinde kazanıyorlar.
Bilgisayar Programcılığı, Web Programcılığı, Yazılım Geliştirici, Oyun Geliştirici, Veri Bilimi, Siber Güvenlik vb.. gibi her düzeyde ve her ortamda eğitimleri verilebilen mesleklere odaklanabilirler.
Bilgisayara uzun saatler bakmak istemeyen ya da oldukça sosyal ve aktif olanların ise tekrarlanmayan mesleklere yönelmeleri gerekecek.
Yani yıllardır var olan ve binlerce mezunu bulunan bölümlerdense son yıllarda ortaya çıkmış meslekler tercih edilebilir.
(Halkla İlişkiler yerine E-Ticaret gibi veya Bankacılık yerine Uluslararası Ticaret gibi..)
-----
İstatistik verilere, iş ilanlarına ve ortalama kazançlara bakıldığında akademik başarısı olmayan düşün puanlı gençler için Ön Lisans bölümleri daha avantajlı.
Zaten gerisinde oldukları akranları ile rekabet etme zorunda olmayacakları mantıklı mesleklere yönelebilirler.
Bunun dışında temininde güçlük çekilen ve haberlerde kazandıkları yüksek maaşlarla gördüğümüz meslek grupları da tercih edenleri pişman etmiyor.
Tesisat işeri, elektrik-mekanik bakım onarım, operatörlük, güzellik hizmetleri vb.. gibi mesleklerde işini iyi yapanlar profesörlerden daha fazla kazanıyor.
Çalışmaya, öğrenmeye ve kendini geliştirmeye açık ve yatkın olmayanlar için ise kaçınılmaz alternatif olarak binlerce Satış Danışmanı ve Güvenlik Görevlisi ilanları başvurulmak için bekliyor.
1 Ağustos 2024 Perşembe
Geleceği Değiştirme Potansiyeline Sahip Teknoloji: Blokzincir (Blockchain)
Markete alış-veriş için gittiniz.
Sepetinizi doldurdunuz ve ödemeyi yapmak için kasaya geldiniz.
Hesabınızda 1000 TL olduğundan eminsiniz çünkü az önce kontrol ettiniz.
Ödeme için kartınızı uzattınız ancak kasiyer yeterli bakiyenizin olmadığını söyledi.
Ama bu nasıl olur?
-----
Kendi ekranınızda para görünmesine rağmen ödeme cihazının bağlandığı merkez veri bunu doğrulamıyor!
İster miydiniz; arkanızda sırada bekleyen kişinin “Hesabında parası var doğru söylüyor” demesini,
hesabınızda para olduğunu onaylamasını ve bu şekilde alış-verişi sorunsuz tamamlamanızı?
İşte bunu gerçekleştirecek teknoloji: Blokzincir.
-----
Blokzincir teknolojisi özetle, merkezi olmayan dağıtık verilerdir.
Bilginin dijital ortamda güvenli ve şeffaf bir şekilde kaydedilip saklanmasının en yeni bir yoludur.
Bunu bloklar adı verilen ve her biri birbirine zincir halinde bağlı olan kayıtlar aracılığı ile gerçekleştirir.
Her blok, bir önceki bloğun benzersiz bir kopyasını ve yeni kayıtları içerir.
Bu şekilde herhangi bir blok ya da verinin değiştirilmesi ve silinmesi imkânsız hale getirilir.
Çünkü zincirdeki herhangi bir veriyi değiştirmek ya da silmek için tüm blokların ve yöneticilerin birden izni ve onayı alınması gerekir.
-----
Birbirine bağlı zincirler kriptografik şifreleme ile korunduğundan hacklemek ve manipüle etmek de imkânsız derecede zordur.
Ayrıca doğrulama ya da onaylama için bir merkezin olmasına ihtiyaç kalmaz.
Veriler tek bir merkezi sunucuda değil, ağa bağlı tüm bilgisayarlarda kopyalanır ve saklanır.
Bu şekilde sistem daha güvenli ve sansür edilmeye dirençli hale getirilir.
Ağdaki herkes bu kayıtları görebilir ve takip edebilir.
Herkesin üzerinde anlaştığı bu kurallar seti ile sistem her zaman şeffaftır.
-----
Blok zincir teknolojisi güvenliği artırır, maliyetleri düşürür, işlemleri hızlandırır, karmaşık işlemleri otomatikleştirir ve hesap verilebilirliği sağlar.
Teknolojinin gelişmesi ile yeni iş alanları oluşacak ve bu alanlarda uzmanlaşmış kişilere olan talep artacak.
Yeni blokzincir uygulamaları için “Blokzincir Uygulama Mimarı”, bu uygulamaları geliştirmek için “Blokzincir Geliştirici”, verilerin analizini yapacak “Blokzincir Analisti”, sistemleri siber saldırılara karşı koruyacak ve güvenliğini sağlayacak “Blokzincir Güvenlik Uzmanı” gibi meslekler geleceğin önemli meslekleri arasında yerlerini alacaklar.
25 Temmuz 2024 Perşembe
Yükseköğretim İstihdam Göstergeleri 2023
Üniversite tercih dönemi öncesi TÜİK tarafından anlamlı bir bülten yayınlandı.
Yükseköğretim İstihdam Göstergeleri 2023 çalışmasında gençlere ışık tutacak veriler yer alıyor.
-----
Lisans mezunlarında en yüksek istihdam sırasıyla sağlık (%87,4), mühendislik (%83,7), eğitim (%79,8) ve bilişim (%79,6) alanlarında oldu.
Bölüm bazlı sıralama ise özel eğitim öğretmenliği (%96,2), tıp (%95,3), dil-konuşma terapisti ve (%93,9), elektrik öğretmenliği (%93,2) ve ebelik (%92,4) olarak verildi.
Lisans mezunlarının ortalama iş bulma süresi 14,4 ay olarak açıklandı.
Tıp mezunu ortalama 4,2 ay içinde ilk işini bulabilirken, eczacılık mezunu 5,5 ay, uzay mühendisi 9 ay, yazılım mühendisi 10,2 ay, mimar 11,3 ay ve halkla ilişkiler mezunu 15,1 ay içinde ilk işini bulabildi.
Bu süreler kamu yönetimi, siyaset bilimi, türk dili-edebiyatı, iktisat ve işletme gibi bölümleri bitirenler için 20 aya yaklaştı.
-----
Ön lisans bölümlerinde kayıtlı istihdam sırasıyla elektrik (%88,7), endüstriyel kalıpçılık, (%86,1), metalurji (%85,5) ve kaynak teknolojisi (%84,7) olarak verildi.
En düşük istihdam oranına sahip ön lisans bölümleri ise çocuk gelişimi (%50,3), ilahiyat (%52,2), geleneksel el sanatları (%53,6) ve engelli bakım (%54,5) oldu.
Ön lisans mezunlarının ortalama iş bulma süresi 15,9 ay.
En hızlı ilk işini bulabilen ön lisans bölümleri polislik 2,9 ay, optisyenlik 9 ay, aşçılık 10,7 ay, sivil havacılık 11,6 ay ve eczane hizmetleri 11,9 ay.
Sosyal hizmetler, adalet, ilahiyat, maliye ve halkla ilişkiler gibi ön lisans bölümlerini bitirenler ilk işlerine girebilmek için 20 ay beklemek zorunda kaldılar.
-----
Sadece işe girmekle de oyun bitmiyor maalesef.
İşe girenlerin acaba ne kadarı aldıkları eğitim, okudukları bölümle ilgili mesleklerde işe girebildiler?
-----
Zirvede sağlık ile işletme ve hukuk alanları %79,3 uyumlu meslek ile yer alıyor.
Eğitim alanındaki bölümlerden mezunlarda bu oran %62,7.
Mühendislik mezunlarının ise %63,9 u uyumlu mesleklerde çalışıyor.
Yani her 3 öğretmenden 1'i öğretmenlik yapmıyor, her 3 mühendisten 1'i de mühendislikten başka herşeyi yapıyor.
Bu oran sosyal bilimlerde ne yazık ki %19,9'a kadar geriliyor.
Her 5 sosyal bilimler (ekonomi, siyaset bilimi, sosyoloji, psikoloji) mezununun sadece 1'i eğitim aldığı meslekte çalışabiliyor.
-----
En yüksek kazanca sahip bölümler sıralamasında ise önemli değişiklik yok.
Lisansta uçak ve gemi ile ilgili bölümlerin dışında bilgisayar-yazılım-elektronik-elektrik-matematik mühendislikleri takibi devam ettiriyor.
Resim, müzik, oyunculuk, tiyatro gibi özel yetenek gerektiren bölümler ortalama kazançta listenin sonlarında yer alıyor.
Ön lisansta ise perakende satış, mağazacılık, uçak teknolojisi, marka iletişimi, enerji, internet-ağ teknolojileri bölümleri ortalama kazancı en yüksek olanlar.
Listenin sonunda saç bakımı, çocuk gelişimi, iç mekan tasarımı, sosyal güvenlik ve moda tasarımı gibi bölümler bulunuyor.
19 Temmuz 2024 Cuma
Meslek Seçiminde Ön Yargılar
Son yüzyılın en dahi insanı Einstein'ın mükemmel ötesi tespitlerine mutlaka rastlamışsınızdır.
Atomu parçalamaktan çok daha güç olduğunu belirtir ön yargıları yıkmanın ve kalıpları kırmanın.
Meslek seçiminde ön yargılarla, tabularla ve dayanılmaz çevre baskıları ile karşılaşırız.
Bu peşin hükümlerle hayatımızı kökünden değiştirecek kararı alırken ciddi anlamda sınanırız.
-----
Meslek seçimi kararı kim olduğumuzu ve gelecekte nasıl bir hayat yaşayacağımızı belirler.
Ancak bu hayati seçimi yaparken ön yargılar önümüzde aşılması güç kalın bir duvar oluşturur.
Bu duvar yolumuzu keser, bizi en fazla tatmin edecek ve en mantıklı olan seçimi yapmamızı engeller.
Böylelikle ne özgürce karar verebiliriz ne de bu seçim adil olur.
-----
Yaygın ön yargıların başında cinsiyetçilik gelir.
Bazı meslekler sanki tapulu mallarıymış gibi erkek mesleği, bazıları da kadın mesleği olarak görülür.
Bunu kişinin ve ailesinin ekonomik ve sosyal durumu takip eder.
İmkanları kısıtlı olanlara belli meslekler layık görülürken, bazı meslekler zengin mesleği olarak kabul edilir.
-----
Yine genel olarak bazı meslekler hakkında o meslekleri icra edebilmek için akademik olarak çok başarılı olmak gerektiği sanılır.
Akıllı ve zeki insanların bu meslekleri tercih etmedikleri zaman başarısız oldukları ya da zekalarını ziyan ettikleri düşünülür.
Bazı mesleklerin değeri de toplumdan topluma değişiklik gösterir.
Kimine göre prestijli olan meslek diğerine göre boş ve gereksiz gelir veya bir hobi olarak görülür.
-----
Tüm ön yargılar insanların meslek seçerken yeteneklerini, tutkularını, hayallerini ve potansiyellerini harcamalarına neden olur.
Bu yüzden saygın olarak kabul edilen bir çok meslekte isteksiz ve hevessiz çalışanlarla karşılaşırız.
Mutsuz, tatminsiz ve hatta işe yaramaz çalışanlar işte ön yargılar nedeniyle doğru mesleği seçemeyenlerden çıkar.
Çünkü ön yargılar kendi değerlerine baskın gelmiş, kendi isteklerini gözardı ettirmiştir.
-----
Tıp ya da mühendislik mezunu olup da şarkıcı, oyuncu, sanatçı olmuş birçok ünlü isim vardır.
Bu kişiler ön yargı duvarını aşarak nihayet isabetli kararlar verebilen şanslı bir azınlık kesim.
Bunlar kadar şanslı ve cesur olmayan bir çok insan ise yanlış mesleklerde çalışmaya çalışıyor.
Geçip giden zaman boyunca da ön yargıların neden olduğu kararsızlıklar içinde boğulmaya devam ediyor.
Öne Çıkan Yayınlar
Kariyer Danışmanlığının Altın Kuralları
Kariyer danışmanlığı yön bulmada bir pusuladansa bir harita gibidir. "Ne olmak istiyorsun?" sorusunun cevabı her zaman doktor, mü...