"Eğitim gerçeklerin öğretilmesi değildir, düşünmek için aklın eğitilmesidir." A.Einstein
Anne-baba olmak; çocuklarımıza bir dünya hediye etmek değil, onların kendi dünyalarında yaşamalarına yardımcı olmaktır.
İşte bu yaşayacakları dünyayı anne-babalar olarak bizler inşa ederiz.
Anne-baba olmayı da doğuştan değil, sonradan zamanla öğreniriz.
Bu yüzden çocuklar, anne-babalarına olduklarından daha iyi birer insan olma fırsatını verir.
-----
Çocuklarımızın mükemmel anne-babaya değil, ilgili ve seven anne-babaya ihtiyaçları var.
Evi gösteren eşya, ayakta tutan ise çimentodur.
Meslekleri, statüleri, kazançları, başarıları onları gösteren eşyalar.
Ancak onları çimento gibi ayakta tutacak olan anne-babaları olarak kazandıracağımız evrensel değerlerdir.
-----
Çocuklar ebeveynlerin hayatlarındaki en büyük sorumluluğudur.
Ebeveynlik, çocukları her zorluktan kurtarmak değildir.
Onları geleceğe ve tek başına yol alabilmeye hazırlamaktır.
Zorluklar karşısında hemen pes etmeme ve devam etmeye devam etme becerileri onları güçlendirecek.
Yaşayacakları küçük acı ve zorluklar, ilerisi için aşının hastalıktan koruduğu gibi onları koruyacak.
-----
"Sen güçlüsün, her şeyin üstesinden gelirsin!" yaklaşımı sanıldığı gibi çocuğu güçlendirmez.
Hayır, her şeye yetemeyebilir, yetmek zorunda da değil.
Sevebileceği ve paylaşabileceği birine muhtaç olması kadar insani bir ihtiyacı olamaz.
Kendi kendine yetemeyeceği yerlerde güçlü durmak zorunda kalmamalı, omzunu veya sırtını yaslayabilmeli.
-----
Özgüvenli olmak demek sorumluluk almak demektir.
Sorumluluk almak ise, görevlerinin farkında olmak, düşündüklerinin ve yaptıklarının sonucuna katlanmak ve bunlarla başa çıkabilmektir.
Başta kendine, çevresindekilere ve yaşadığı topluma karşı olan sorumluluklarının bilincinde olmak için çaba göstermelidir.
Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük miras, onlara doğru ile yanlış arasındaki farkı öğretmektir.
-----
Çocuklarımız için ayrıcalık istemek yerine adaleti istemeliyiz.
Kendilerini anne-babaya borçlu hissetmemeliler.
Kaldı ki çocuk mutlak itaat etmek zorunda değil.
Nasıl mağazalarda tek beden elbise yok, her çocuk da aynı kalıba giremez.
-----
Çocukların her hareketi, her başkaldırışı bir mesajdır, bunu anlayabilmekse çaba ister.
Hayatta sadece sahip oldukları için bedel ödeyenler her zaman kazanır.
Doğa kontrolden hoşlanmaz, her şeyin ve herkesin kendi özgürlüğünü yaşamasını sever.
Özgürlük, yapmak istemediklerimizi yapmayabilme gücüdür.
Ya sevdikleri hayatı yaşayacaklar ya da yaşayacakları hayatı sevmek zorunda kalacaklar.
-----
Hiçbirimiz mükemmel değiliz, mükemmel olmak zorunda da değiliz.
Zaten mutlu yaşayabilmek için mükemmel olmaya da gerek yok.
İnsanlar kusursuz, hayat sorunsuz olmaz.
Ama bir şeylerden rahatsız olmazsak değişemeyiz, kendimizi geliştiremeyiz.
-----
Elmas, büyük bir baskı altında ve uzun zamanda oluşur.
Hamur, 200 derecede yanmadan lezzetli bir ekmek ya da pasta olamaz.
Çocuklarımızın sıkıntı yaşamaları veya stres altında olmaları onları sadece daha değerli kılar.
Yanlış ve hata yapmaya hazırlıklı olan çocuklar sınırları zorlayabilir, daha uzağa gidebilir.
-----
Çocuğu kıyaslamak ona yapılacak en büyük sevgisizliktir, onun ruhunu zehirler.
Oysa ki en mükemmel insanlar hep en sade olanlar arasından çıkar.
Daha iyi olmak için başkalarının omuzlarına basmaktansa yerinde durmaktır sadelik.
Çocuklarımız istediğimiz gibi değil, yetiştirdiğimiz gibi olur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder