"Teknolojiler, insanları dönüşü olmayan yollara sokuyor.
Gelecekte sistemler insanların ihtiyaçlarına göre değil, insanlar sistemlerin ihytiyaçlarına göre düzenlenecektir.” T.Kaczynski
Kaczynski'nin "Industrial Society and Its Future" manifestosunda üzerinde ısrarla durduğu fikirleri uçlarda olsa da önemlidir.
Teknolojilerin önlenemez hızı, toplumların yapılarında oluşturduğu etkileri ve insanlığın doğayı tahrip etmesi hakkında argümanlar sunmuştur.
Modern teknolojilerin hayatlarımızı kolaylaştırdığını kabul eder.
Ancak diğer yandan da toplumları onlara bağımlı hale getirdiğini ifade eder.
Bu bağımlılıkların ise biz insanları sandığımız kadar özgür bırakmayacağı eleştirilerini getirir.
-----
Evet, teknolojiler gelişiyor, bizler de uyum sağlıyoruz ya da uyum sağlamak zorunda kalıyoruz.
Çalışma ve yaşam biçimlerimiz hızla değişiyor, hıza yetişemeyenler sudan çıkmış balığa dönüyor.
İşlerin ve mesleklerin değişim ve dönüşüm süreci seri bir şekilde kısalıyor.
Meslek edinmek için aldığımız ya da bize verilen eğitimler de bu hıza yetişemediğinden anlamını kaybediyor.
Kaçınılmaz değişime ayak uydurmak sürekli daha da zorlaşıyor ve toplumlar "eşit" oranda adapte olamıyor.
-----
Teknolojiler geliştikçe doğası gereği zaman zaman toplumun kontrolünden çıkar.
Son 2 yılda yapay zeka karşıtı yükselen seslerin dayanağı da genelde bu noktadan kaynaklanır.
Basit bir örnek; atom bombası teknolojisi büyük yıkım ve acı getirmişti.
Ancak aynı teknolojiyle nükleer enerji de kullanılmaya başlandı, tıp alanında kanser dahil birçok hastalık da teşhis ve tedavi edilebildi.
Her teknolojide olduğu gibi yapay zekanın iki yüzü ile mutlaka karşılaşacağız.
-----
Teknolojilerin getirdiği değişimlerin, her zaman birilerinin ödemesi gereken bedelleri olur.
Hesabı da eşit bir şekilde paylaşılmaz, bazen sömürüleştirilen toplumlar, çoğu zaman da doğa ödemek zorunda bırakılır.
Günümüzde ülkeler yapay zeka, kuantum bilgisayar ve biyoteknoloji alanlarında teknoloji yarışında.
Ancak tarihte ilk defa bir teknoloji yarışında çıkarların tüm insanların yararına olması sesi gür çıkıyor.
Bedelin sadece gelişmemiş toplumlara, çevreye ya da gelecek nesillere bırakılmaması düşüncesi her kesimde destekleniyor.
-----
Dijital dönüşümle birlikte ağır ve zor işlerin yanında birçok zihinsel beceri gerektiren işler de makinelere devrediliyor.
Tüm olası iş kayıplarına rağmen insanlık gerçek potansiyelini ortaya çıkarma şansına kavuşuyor.
Yeni ve çeşitli iş alanları oluşuyor ve bu alanlarda insanlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulacak.
İnsanlık çok uzak olmayan bir gelecekte yapay zekanın kendi zekasını aştığını da görecek ve yaşayacak.
Bu nedenlerle, insan-makine arasındaki sınırların belirsizleştiği bir dünyada daha sorgulayıcı, daha yaratıcı ve daha sorumlu olmamız gerekecek.