1960'ların sonuna doğru toplumumuz ilk defa televizyon ile tanışmıştı.
Daha önce hiç görmedikleri böyle bir teknolojiyi sihir sananlar bile olmuştu.
"Vizontele"de Cem Yılmaz'ın canlandırdığı karakterin "Peki Zeki Müren de bizi görecek mi?" repliği aslında çok şey anlatır.
Bu masumane sorunun altında teknolojiye duyulan hayranlıkla beraber anlaşılmaz görünene karşı duyulan derin merak da yatıyor.
-----
Bugün, bu sorudan çok da uzak olmayan bir gelecekte, yaklaşık 50 yıl sonrasındayız.
50 yıllık zaman dilimine insanoğlu çok çeşitli ve gelişmiş teknolojiler sığdırmayı başardı.
Tüm bu gelişmeler insanların daha güçlü, daha dayanıklı ve daha hızlı olabilmelerine imkan sağladı.
Ancak son 2 yılımıza damga vuran üretken yapay zeka teknolojisi, ilk defa "daha akıllı" olmamızı gerçekleştirdi.
-----
Televizyon ile ilk defa karşılaşanların sorduğu soru günümüzde daha farklı şekilde soruluyor:
"Peki yapay zeka da bizi görecek mi?"
Bu soruda aslında kastedilen şey tabi ki fiziksel olarak bizi görmesi değil.
Yapay zeka bizi gerçekten anlayacak mı, duygularımızı hissedecek, değerlerimizi kavrayabilecek mi?
Mutfaktan gelen anne yemeğinin kokusu burnumuza gelince içimizi kaplayan duyguyu görebilecek mi?
Veya deniz kıyısında akşam güneş batışını seyrederken içimize dolan huzuru aynı şekilde hissedebilecek mi?
-----
Yapay zekanın bizi görmesi için sadece ona sunduğumuz veriler hiçbir zaman yeterli gelmeyecek.
Sahip olduğumuz ve önem verdiğimiz değerlerimizi de anlaması ve "değer vermesi" gerekecek.
Ve de insan olmanın en derinlerindeki köklerine inebilmesi için öğrenmenin ötesinde hissedebilmesi.
Peki bunu yapabilecek mi? Nasıl yapacak, yapabilirse ne derece başarılı olacak?
-----
Sahip olduğumuz (ya da olmamız gereken) birçok değer verilerle ölçülemeyecek türden.
Çevreye duyduğumuz saygı ve sevgi, hayvanlara gösterdiğimiz şefkat, hoşgörü, sağduyu, eşit ve adil toplum gibi kavramlar sayılarla ifade edilemez.
Ya da eşsiz bir sanat eserine duyduğumuz hayranlık ya da dinlediğimizde bizi alıp götüren bir müzik parçası.
Veriler dayalı olmayan böyle deneyimleri nasıl değerlendirecek, nasıl kavrayacak?
-----
Yapay zekanın insanlığın en derin ve en insani yönlerini anlayıp "görmesi" için ne kadar duyarlı olabileceği bize bağlı.
İnsanlar olarak yapay zekayı ne derece insani olarak şekillendireceğiz, belirleyici olan bu olacak.
"Superman Türk olsaydı nasıl olurdu?" diye sormaya devam mı edeceğiz, yoksa onu değerlerimizle mi besleyeceğiz?
Önemli olan, Zeki Müren'in bizi görmesi değil, Zeki Müren'in temsil ettiklerini gelecek nesillerimize taşıyabilmek olacak.
-----
Yapay zeka bizi görmeden önce, bizim ona neyi göstermeyi seçtiğimizi konuşmalıyız.
Daha çok para, hırs, rekabette avantaj için her türlü yola tamam mı diyeceğiz?
Yoksa iyilik, merhamet, şefkat, adalet gibi değerlerimiz olmazsa olmaz olmaya devam mı edecek?
Belki de günün birinde "Bugün çok yorgunum Gemini." dediğimizde yorgunluğumuzun fiziksel değil duygusal olduğunu "görebilir".
10 Ocak 2025 Cuma
Peki Yapay Zeka da Bizi Görecek mi?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Öne Çıkan Yayınlar
Kariyer Danışmanlığının Altın Kuralları
Kariyer danışmanlığı yön bulmada bir pusuladansa bir harita gibidir. "Ne olmak istiyorsun?" sorusunun cevabı her zaman doktor, mü...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder